Parti Programı
ULUSAL KURTULUŞ VE AND BİRLİĞİ PARTİSİ (UKAB)
SUNUM
Türkiye Cumhuriyeti, tarih sahnesine çıktığı günden bu yana; bağımsızlık mücadelesi, milli egemenlik anlayışı ve güçlü bir ulus devlet idealinin inşası temelinde şekillenmiştir. Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi (UKAB), bu tarihi mirasa sahip çıkmak ve çağın gereklerine uygun, dinamik, kapsayıcı bir devlet yönetimi modeli inşa etmek üzere kurulmuştur. Partimiz, Türkiye’nin bugün karşı karşıya olduğu siyasi, sosyal ve ekonomik sorunları köklü çözüm önerileriyle aşmayı hedefleyen; millî birlik ve toplumsal bütünlüğü ile TÜRK DEVLET GELENEĞİ’ni esas alan POLİTİK bir harekettir.
Esasımızı teşkil eden Büyük Türk Cumhuriyeti hedefimiz üzere, 29 Ekim 1923’te kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletimizi “ İLELEBET PAYİDAR OLACAKTIR.” Sözüne binaen gelecek yüzyıllara taşımak üzere tüm çabamızı sarf etmek üzere kurulmuştur.
Tarihsel Arka Plan ve Partimizin Kuruluş Sebebi
Türkiye’nin ulusal kurtuluş mücadelesi, sadece geçmişin kahramanlık hikayesi değil; aynı zamanda bugünün ve yarının yol haritasıdır. Atatürk’ün önderliğinde kurulan Cumhuriyet, bağımsızlık ve egemenlik kavramlarının somutlaştığı bir devlet modeli ortaya koymuştur. Ancak son yıllarda küreselleşme, teknolojik devrimler, bölgesel çatışmalar ve iç siyasette yaşanan kutuplaşmalar, Türkiye’nin birliğini, ekonomik istikrarını ve ulusal çıkarlarını tehdit eder hale gelmiştir. UKAB, bu gerçeklikten hareketle, ülkemizin hem içte hem dışta yaşadığı dönüşümleri yakından takip eden, milli değerlerden taviz vermeden çağdaş ve demokratik çözümler sunan, Türk Cumhuriyeti ve Türk milletine sahip çıkan bir oluşumdur.
Partimizin Misyonu
UKAB’nin misyonu, Türkiye Cumhuriyeti’nin temel değerlerini korumak ve bu değerleri günümüz koşullarına uyarlayarak halkın her kesiminin adalet, eşitlik ve refah içinde yaşamasını sağlamaktır. Bu doğrultuda partimiz;
- Ulusal bağımsızlığı ve milli egemenliği güçlendirmek,
- Milli birlik ve beraberliği her koşulda savunmak,
- Atatürk’ün devrim ve ilkeleri olarak bilinen, Kadim Türk Devletinin, Oğuz Kağan’dan bugüne gelen esaslarını rehber edinerek demokratik, laik ve sosyal hukuk devletini güçlendirmek,
- Toplumsal barışı tesis etmek ve kutuplaşmayı sonlandırmak,
- Ekonomik kalkınmayı sürdürülebilir kılmak,
- Eğitim, sağlık ve sosyal hizmetlerde fırsat eşitliği yaratmak,
- Türkiye’nin bölgesel ve küresel alandaki haklarını korumak ve geliştirmek.
Vizyonumuz
UKAB’nin vizyonu, Türkiye’yi:
- Egemenlik haklarından asla ödün vermeyen,
- Halkın tüm kesimlerinin kendisini eşit ve özgür hissettiği,
- Toplumsal barış ve dayanışmanın sağlandığı,
- Hukukun üstünlüğünün kesintisiz işlediği,
- Ekonomik olarak güçlü, teknoloji ve inovasyona dayalı bir kalkınma modelini benimseyen,
- Uluslararası arenada; saygın, bağımsız ve etkin bir dünya gücü aktör olarak konumlandırılan bir ülke haline getirmektir.
Bu vizyon, Türkiye’nin hem iç sorunlarını çözmesini hem de dünya üzerinde yaşanacak değişimlere uyum sağlamasını mümkün kılacak temel politikaların rehberidir.
Partinin Temel Felsefesi
“Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir!”
Temel Değerlerimiz
Partimizin siyasi duruşu, aşağıdaki temel değerler üzerine inşa edilmiştir:
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve inkılaplarını esas alan, çağdaş, halkçı, bağımsızlıkçı ve milli bir devlet anlayışını benimseyen tam bağımsız, hiçbir yapıdan destek almamış ve almayan, kökü Oğuz Kağan ‘dan bugüne dayanan KADİM TÜRK DEVLETİNİ temsil eden siyasi ve politik harekettir. UKAB PARTİSİ, Türkiye’nin birliğini, toplumsal bütünlüğünü ve ekonomik bağımsızlığını koruyarak, yeniden büyük bir kalkınma hamlesi başlatmayı ve Türkiye’yi tam bağımsız, güçlü dünyanın lideri DEVLET haline getirmeyi hedefler.
Kuruluş Amacı ve Tarihsel Dayanak
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi (UKAB P), Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini yaşatmayı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tam bağımsız yönetim anlayışını yeniden toplumsal hayata ve kamu yönetimine hâkim kılmayı amaçlar. Bu bağlamda UKAB Partisi:
- Siyasi bağımsızlık,
- Ekonomik egemenlik,
- Halk egemenliği,
- Toplumsal dayanışma,
- Bilimsel kalkınma
ilkeleri etrafında Türk ulusunun inşasını hedefler.
Atatürk Devlet Yönetim Sistemi (Algoritma ) Esasları
UKAB Partisi’nin ideolojik omurgasını; Oğuz Kağan’dan Atatürk’e kadar gelen ve doğru olan Düşünce Sistemi oluşturur. Bu sistem:
- Tam bağımsızlık: Dışa bağımlılıktan arındırılmış bir devlet ve ekonomi.
- Halkçılık: Sınıfsız, kaynaşmış bir toplum ideali.
- Laiklik: Dinin siyaset üzerindeki etkisinin sonlandırılması.
- Devletçilik: Kamunun ekonomi ve kalkınmada yönlendirici olması.
- İnkılapçılık: Çağa ayak uyduran ama milli karakteri koruyan bir dönüşüm anlayışı.
- Milliyetçilik: Irk temelli olmayan, kültürel ve siyasal bir Türk milletini esas alan yaklaşım.
- Adalet : Ülkesinde ve dünya üzerinde ADALET’i tesis etmektir.
Temel Değerlerimiz
Partimizin siyasi duruşu, aşağıdaki temel değerler üzerine inşa edilmiştir:
- Ulusal Bağımsızlık ve Egemenlik: Türkiye’nin tüm iç ve dış politika kararlarını milletimizin iradesiyle belirlemesi ve uygulaması vazgeçilmezdir.
- Milli Birlik ve Beraberlik: Farklılıklarla değil, BİR’LİK ruhuyla, toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir anlayışla hareket etmek.
- Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu değerlerine bağlılık ve laik, demokratik bir devlet yönetimi.
- Demokrasi ve Hukukun Üstünlüğü: Temel hak ve özgürlüklerin korunması, yargı bağımsızlığı ve şeffaf yönetim.
- Toplumsal Adalet: Fırsat eşitliği ve sosyal dayanışma ilkeleri doğrultusunda ekonomik ve sosyal politikalar geliştirmek.
- Sürdürülebilir Kalkınma: Doğal kaynakların korunması, çevre bilincinin artırılması ve gelecek nesiller için yaşanabilir bir Türkiye bırakmak.
- Atatürk’ün bıraktığı yerden , Atatürk Devlet Yönetim Algoritmasını yeniden aktif hale getirmektir.
Parti Programımızın Amacı ve Önemi
UKAB Parti programı, sadece bir siyasi metin olmaktan öte, Türkiye’nin mevcut zorluklarını aşmak ve geleceğe güvenle bakmasını sağlamak için hazırlanmış kapsamlı bir eylem planıdır. Bu program;
- Toplumu, Millet kavramı ile bir bütün olarak kucaklayan, tüm kesimlerinin haklarını gözeten,
- Ekonomik ve sosyal politikaları bütüncül bir yaklaşımla ele alan,
- Türkiye’nin güvenlik, dış politika ve uluslararası ilişkilerde bağımsız bir duruş sergilemesine katkı sunan,
- Eğitim, sağlık, kültür ve bilim alanlarında çağdaş standartları hedefleyen stratejik bir yol haritasıdır.
Topluma ve Vatandaşa Mesajımız
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi olarak, bizler Türkiye’nin geleceğini inşa etmek üzere yola çıkarken, bu hedeflerin yalnızca siyasi söylemlerle değil, toplumun her ferdinin aktif katkısıyla başarılabileceğine inanıyoruz. Bu nedenle, programımızı okuyan her vatandaşımızı; ortak değerlerimiz etrafında birleşmeye, demokrasi ve hukuk zemininde barış içinde yaşamaya, ülkemizi daha ileriye taşımak için sorumluluk almaya davet ediyoruz.
Türkiye’nin aydınlık yarınları, ancak birlik, beraberlik ve kararlılıkla mümkün olacaktır. UKAB Partisi olarak, milletimizin birliğini ve bağımsızlığını korumak, demokrasi ve adaletin tüm vatandaşlarımıza eşit şekilde ulaşmasını sağlamak için var gücümüzle çalışacağız.
Dünya ve Türkiye için ANDIMIZI yerine getireceğiz. Kalu Beladan bugüne, yaradana verdiğimiz söze sadık kalan atalarımız gibi .
Akıl banimiz ve son devlet kurucumuz, Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün hürriyet ile ilgili şu sözleri “Bence, bir ulusta şerefin, onurun, namusun ve insanlığın sürekli olarak bulunabilmesi kesinlikle o ulusun özgürlük ve bağımsızlığına sahip olabilmesiyle mümkündür.Özgürlüğün de, eşitliğin de, adaletin de dayandığı ulusal egemenliktir.”
Yüce Türk Ulusunu saygı ve sevgi ile selamlıyorum.
Hüseyin Hakkı Kahveci
Genel Başkan
1.BÖLÜM
GİRİŞ:
ULUSAL KURTULUŞ VE AND BİRLİĞİ PARTİSİ (UKAB)
Atatürk’ün devlet yönetim sistemi ekseninde şekillendirilmiş kapsamlı, vizyoner Türkiye ve Dünyanın geleceğine atılacak imza için hazırlanmış bir parti programıdır.
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisinin kuruluş sebebi; keyfiyet değil, bir zorunluluktur.
Ulu önderimiz, bu gün yaşananları önceden görüp, Gençliğe hitabesinde tüm olacakları tek tek anlatarak ülkemizin ilelebet var olması için yapılması gerekenleri de, bir tek cümleyle özetlemiştir. “ Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.”
“Büyük Türk Milleti!
Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medenî vasfı ve büyük medenî kabiliyeti, bundan sonraki inkişafı ile, Atinin(Geleceğin) yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk “
UKAB Partisi; Türkiye’nin derinleşen sosyal, ekonomik ve çevresel sorunlarına kalıcı ve sürdürülebilir çözümler üretmek için yola çıkmıştır. Amacımız; adil, şeffaf, katılımcı ve güçlü bir demokratik yönetimi tesis etmek, her bireyin potansiyelini gerçekleştirebileceği bir Türkiye’yi inşa etmektir.
Bilgi toplumuna dayalı, hukukun üstünlüğünü esas alan, yeşil ve dijital dönüşümle kalkınan, fırsat eşitliğini temel almış, barışçıl ve saygın bir Türkiye ilkesiyle yola çıkılmıştır.
Kurtuluş, Kuruluşta saklıdır.
Ulusal Kurtuluş AND Birliği Partisi; Devletimizin kurucusu Atatürk’ün gösterdiği hedefe, çağdaş uygarlık yoluna dönmek için milletimizin tüm kesimlerini birlik ve kararlılıkla hareket etmeye çağırır.
UKAP Parti programı, Türk Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında, Türkiye’yi yeniden büyük ve bağımsız TÜRK ulusuna ait Türk devleti haline getirme iradesinin ifadesidir.
PARTİNİN TEMEL FELSEFESİ
1. KURULUŞ AMACI VE TARİHSEL DAYANAK
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi, programındaki anlamlarıyla, ulu önderimiz, Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, “Cumhuriyetçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, Devletçilik, Laiklik, Devrimcilik ve bu günden itibaren Adalet ” ilkelerine bağlı olduğumuzu bildiririz.
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi; yüce Türk ulusunun üstün ideallerini ve hedeflerini, eşitlik, dayanışma, ahlak, feraset ve adalet ilkelerini benimseyen, tüm alanlarda birlik ilkesini savunan, ilimde ve bilimde çağın ötesini hedefleyen, ülkedeki dinsel, siyasal, ideolojik, yurtiçi ve yurtdışı kaynaklı tüm bölünme aygıtlarına karşı duruş sergileyen, tam bağımsız, çağdaşlarından üstün Bir’lik partisidir.
- PARTİNİN AMAÇ VE İLKELERİ
- Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi’nin amacı:
Türk milletinin hüküm sürdüğü toprak parçaları üzerindeki hükmün hakimiyetinin oluşabilmesi için, politik, kamusal, ekonomik, güvenlik alanlarında ve büyük Türk devleti olma idealinde yeniden tam bağımsızlığı kazanmak; bozulan kamu sisteminin 29 Ekim 1923 Türk Cumhuriyeti devletinin kurulmasının ilan edilmesiyle 1938’e kadar oluşan teamül ve içtihatlar ışığında tüm alanlarda devletin Türk milleti için otoritesinin yeniden oluşması ve kamusal sistemlerin (eğitim, hukuk,…) çağın ötesine taşıyarak yeniden Ata Türk devlet yönetim algoritması /Kadim Türk devlet sistematiğini çağın ötesine ve çağ daşına uygun olarak inşa etmek; ilim, bilim ve teknolojide, Türk milletinin evlatlarının (anane, örf ve adet, ahlak, feraset, terbiye, töre)önünü açmak; Türkün yaşayış ve hürriyetine, canına, malına ve her türlü mukaddesatına uygun olarak dünyanın en büyük milleti Türk milleti merkezli, Anadolu irfanıyla bütünleşmiş olarak günümüzde yaşaması ve geleceğe taşımaktır.
Devletin yönetiminde, 1924 Anayasası’na ve Atatürk’ün devlet yönetim algoritmasına uygun şekilde hareket etmek; karşımıza çıkan her türlü şart ve zorluk karşısında, siyasal, sosyal, ekonomik, güvenlik ve diğer tüm alanlarda tam bağımsız bir Türk Cumhuriyeti Devleti oluşturmaktır.
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi (UKAB), Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesini yaşatmayı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün TAM BAĞIMSIZ yönetim anlayışını yeniden toplumsal hayata ve kamu yönetimine hâkim kılmayı amaçlar.
- Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi’nin ilkeleri:
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi (UKAB):
- Siyasi bağımsızlık,
- Ekonomik egemenlik,
- Halk egemenliği,
- Toplumsal dayanışma,
- Bilimsel kalkınma
ilkeleri etrafında bir Türk ulusunun yeniden inşasını hedefler.
Türk Milleti ülkesi ve devleti ile tam bağımsız bir bütündür. Ülkenin yönetimi beni ademi merkezi devlet yönetimidir. UKAB Partisi; Kurtuluş Savaşımızın eşsiz kahramanı, Türk cumhuriyeti devletinin kurucusu ulu ruh Mustafa Kemal Atatürk’ün yönetim sistemi olan Atatürk devlet yönetim algoritması ile; Türk Cumhuriyetini, dünya milletler topluluğunun bağımsız, egemen, şerefli ve itibarlı bir üyesi olarak bölgesinde ve dünyada lider ülke yapmayı, Türk devleti ve milletinin menfaatleri doğrultusunda politikalar geliştirmeyi amaç edinir. Bu hedef doğrultusunda, Atatürk’ün gösterdiği çağın ötesine geçme idealini esas alarak, ülkemizi her alanda dünyanın en büyük gücü haline getirmeyi hedefler.
Siyasal yaşamda erdem, liyakat ve şeffaflık ön planda tutulacak, makamlar kişisel çıkarlar için değil ülkenin hizmetinde olacaktır. Siyasetin temel amacı, Türk milletinin refahını ve vatanın bütünlüğünü korumaktır. Kişisel, zümresel veya yabancı çıkarlar, milli menfaatlerin önüne geçemeyecektir. Devlet yönetiminde hesap verebilirlik ve şeffaflık sağlanacak, kamu kaynaklarının aktarılan her kuruşunun hesabı halka verilecektir. Tam Bağımsızlık kırmızı çizgimiz olacak, tüm kararlar bu çerçevede şekillendirilecektir.
3. ATATÜRK DEVLET YÖNETİMİ ALGORİTMASI ESASLARI
UKAB Partisi’nin ideolojik omurgasını Atatürk Devlet Yönetim Algoritması Sistemi oluşturur. Bu sistem:
- Tam bağımsızlık: Dışa bağımlılıktan arındırılmış bir devlet ve ekonomi.
- Halkçılık: Sınıfsız, kaynaşmış bir toplum ideali.
- Laiklik: Dinin siyaset üzerindeki etkisinin sonlandırılması.
- Devletçilik: Kamunun ekonomi ve kalkınmada yönlendirici olması.
- İnkılapçılık: Çağa ayak uyduran ama milli karakteri koruyan bir dönüşüm anlayışı.
- Milliyetçilik: Irk temelli olmayan, kültürel ve siyasal bir Türk milletini esas alan yaklaşım.
- Adalet : Devletimizin ve ilahi nizamın olmazsa olmazı, ADALETİN hızlı ve doğru olarak sağlanması ADALET VE DEVLET bütünlüğünün sağlanması ilk hedefimizdir.
4. TOPLUMSAL HEDEF:
“Fikri Hür, Vicdanı Hür, İrfanı Hür Nesiller”
UKAB Partisi, bireyin özgür düşünceye sahip olması, inançlarında serbest, bilimsel gelişime açık ve milli değerlere bağlı bireylerden oluşan bir toplumu hedefler. Eğitim, medya, siyaset ve hukuk bu çerçevede yeniden inşa edilecektir.
5. SİYASAL STRATEJİ VE TEMEL SLOGANLAR
- Yeniden Kuruluş: Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında Milli Diriliş
- Tam Bağımsız Türkiye İçin Milli Seferberlik
- Atatürk Yolunda, Halkla El Ele
2. BÖLÜM: DEVLET YÖNETİMİ VE KAMU YÖNETİMİ VİZYONU
A- Atatürk Devlet Anlayışı:
Güçlü, Milli Devlet Ve Halk İçin ,Gelecek İçin Çok Çalışmak
İlkesel Çerçeve:
- Devlet, Türk milletinin tarihsel, kültürel ve hukuki meşruiyetine dayalı olarak, halkın iradesiyle teşekkül eder.
- Devletin gücü bireyin özgürlüğünü kısıtlamak için değil, milletin ortak menfaatini korumak ve ilerletmek için kullanılır.
- Atatürk’ün ifadesiyle: “Devlet, milletin istiklâlini ve istikbâlini temin eden en yüksek örgütlenme biçimidir.”
Temel Hedefler:
- Devleti, çağdaş ama milli temellere dayalı bir idare biçimine kavuşturmak.
- Halkın devlete güvenini yeniden tesis etmek.
- Kamu yönetimini liyakate dayalı, şeffaf, verimli ve hesap verebilir bir yapıya dönüştürmek.
- a) Atatürk Devlet Yönetim Algoritması Anlayışı
- Türkiye Cumhuriyeti, laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletidir.
- Devletin temel görevi milletin refahını, güvenliğini ve birliğini temin etmektir.
- Devletçilik ilkesi, özel teşebbüsü dışlamayan, ancak kamunun öncü rolünü güçlendiren kalkınmacı bir anlayışla yeniden yapılandırılacaktır.
- b) Güçlü Ve Etkin Kamu Yönetimi
- Devlet kademeleri liyakat esasına göre yapılandırılacaktır.
- Bürokrasi sadeleştirilecek, şeffaflık ve hesap verebilirlik esas alınacaktır.
- E-devlet uygulamaları yaygınlaştırılacak, yerel yönetimlerle merkezi yönetim arasındaki koordinasyon güçlendirilecektir.
B- Devlet Yönetimi Ve Kamu Yönetimi Vizyonu
Gücünü Türk Halkından Alan Beraber Ve Birlikte Hedefe Ulaşmak.
İlkesel Çerçeve:
- Devlet, Türk milletinin tarihsel, kültürel ve hukuki meşruiyetine dayalı olarak ,Türk halkının iradesiyle teşekkül eder.
- Devletin gücü bireyin özgürlüğünü kısıtlamak için değil, milletin ortak menfaatini korumak ve ilerletmek için kullanılır.
- Atatürk’ün ifadesiyle: “Devlet, milletin istiklâlini ve istikbâlini temin eden en yüksek örgütlenme biçimidir.”
Temel Hedefler:
- Devleti, çağdaş ama milli temellere dayalı, öz kültürü muhafaza edecek ,bir idare biçimine kavuşturmak.
- Türk Halkının devlete güvenini yeniden tesis etmek.
- Kamu yönetimini liyakate dayalı, şeffaf, verimli ve hesap verebilir bir yapıya dönüştürmek.
C- Merkezi-Yerel Denge Ve Etkin Yönetim
İlkeler:
- Türkiye üniter bir ULUS devlettir; yerel yönetimler bu çerçevede işler.
- Merkezi yönetim; stratejik planlamada öncü, denetlemede yetkili; uygulamada ise koordinatör olacaktır.
- Yerel yönetimler, katılımcılık ve yerindelik ilkesiyle güçlendirilir.
Uygulama Planları:
- Milli Koordinasyon Ajansı: Merkezi ve yerel yönetimler arasında projelerin entegrasyonunu sağlayacak.
- Belediyelere vatandaş denetimi ve katılımı mekanizmaları getirilecek (Halk meclisleri, belediye denetim kurulları).
- İller arası eşitsizlikleri azaltmak için “Milli Bölgesel Kalkınma Planı” hazırlanacaktır.
- Ayrıca , tüm kamu kurumlarının denetlenmesi hususunda HALK jürisi ve bağımsız denetçiler oluşturulacak LİYAKATA dayalı kişilerden seçilecek gözlemci , denetçi ve jürilerden oluşacak bağımsız denetleme meclisleri oluşturulacaktır .
D) E-Devlet Ve Dijital Egemenlik Stratejisi
Hedefler:
- Kamu hizmetlerinin %100 dijital ortamda, güvenli, hızlı ve şeffaf şekilde sunulması.
- Tüm kamu verilerinin yerli yazılım ve milli veri merkezlerinde tutulması, ayrıca manuel olarak kayıt altına alınması ve fotoğraflanarak Türkiye’nin muhtelif yerlerinde inşa edilecek yer altı saklama merkezlerinde arşivlenmesi.
- Dijital güvenlik ve siber egemenliğin sağlanması.
Alt Proje: “Milli Dijital Devlet Sistemi (MiDDS)”
- Tüm kamu kurumları tek ve entegre bir dijital altyapı üzerinden çalışır.
- Vatandaşlar için tek dijital kimlik ve tek dijital dosya sistemi.
- Kamu çalışanlarına dijital eğitim zorunluluğu.
E-Stratejik Planlama Ve Kamu Politikaları Koordinasyonu
Kurumsal Yapı:
- Milli Strateji Üst Kurulu (MSÜK): Bakanlıklardan ve bilim kurumlarından temsilcilerin yer aldığı, uzun vadeli kamu politikalarını belirleyen kuruldur.
- Her beş yılda bir, “Ulusal Hedefler ve Kalkınma Planı” hazırlanır.
Amaçlar:
- Her kamu politikasının ölçülebilir hedefler içermesi.
- Devletin kaynaklarını stratejik önceliklere göre tahsis etmesi.
- Günübirlik popülist kararlarla değil, bilimsel verilere dayalı yönetim. Ayrıca alelade politikacılık, siyasetçilik, bürokratlık, devlet memurluğu gibi devletin tüm kamusal faaliyetlerinde yer alacak kişiler özenle seçilerek devlet kadrolarında, siyasette yer almaları sağlanacaktır.
F-Liyakat Esaslı Kamu Yönetimi Reformu
Reform İlkeleri:
- Tüm kamu kadrolarına sınav ve liyakat esaslı atama sistemi getirilmesi.
- Partizan, hemşehricilik, mezhep, akrabacılık veya etnik temelli atama pratiklerine son verilmesi.
- “Devlet memuru” değil, “milletin hizmetkârı” kavramının egemen kılınması. Devlet Memuru yerine Hizmet Eden ve “ Halka karşı SORUMLU “ olan anlamının yaygınlaştırılması. Halkın devlete saygısını ve kanunlara uyma kabiliyetini artırarak, DEVLET MEMURU’NUN Halka üstten bakması sonlandırılacaktır. Devlet Memurluğu asla garantili iş olarak görülmeyecektir.
Uygulama Araçları:
- Milli Kamu Personel Akademisi: Bu akademide Mesleki ve etik eğitim verilecektir. İstisnasız olarak, tüm kamu personeli bu akademide eğitilerek kamu kurumlarında bir göreve başlayabilir.
- Kamu Görevleri Liyakat Denetleme Kurulu: Atamaları ve terfileri denetleyen bağımsız anayasal organ olarak kurulacaktır.
UKAB Partisi, devleti bir “baskı aracı” değil; topluma hizmet eden, Türk halkının hakkını, hukukunu, egemenliğini yücelten, ahlaklı ve verimli bir yapı olarak yeniden kurgulamayı hedefler.
Atatürk’ün “Millete efendilik yoktur; hizmet etmek vardır. Bu millete hizmet eden onun efendisi olur.” anlayışı, partinin kamu yönetimi anlayışının temelidir.
G- Tüm Kamu Kuruluşlarının Yeniden Yapılandırılması Ve Kamunun Liyakat Esasına Göre Yeniden Dizayn Edilmesi
Kamu personel yasası tekrardan yapılandırılarak, bu güne kadar yapılmış olan liyakatsiz ve usulsüz olduğu tespit edilen atama ya da unvan yükselmelerin iptali sağlanacak olup, tüm unvan yükselmeler ve atamalar liyakat esasına göre yeniden yapılacaktır.
Tüm kamu alanlarında ihtiyaç fazlası personeller tespit edilip, bu personeller faklı kurum ya da kuruluşlarda daha işlevli çalışacak konumda tasnif edilecektir.
Kamunun siyasetten tamamen uzaklaştırılarak, halka hizmet, üretim ve hizmet ağırlıklı olarak daha aktif çalışması sağlanacaktır.
Devletin memuru , memleketin her noktasında görev yapmakla zorunludur. Bu görev süresi bütün memurluk sürecini dahi kapsayabilir.
H-Devlet Etiği Ve Kamu Ahlakı
Gerekçeler:
- Devletin yeniden itibar kazanması, halkın güveninin tesisi kamu görevlisinin ahlaki sorumluluğuna bağlıdır.
Uygulama:
- Kamu Ahlakı Yasası çıkarılacaktır.
- Yolsuzluk, görevi kötüye kullanma, çıkar çatışması gibi durumlar ağır yaptırımlarla cezalandırılacaktır.
- Kamu malına zarar verenin malvarlığına el koyma ve kamuya iade sistemi kurulacaktır.
Kamu da yolsuzlukların önüne geçmek, yolsuzluk yapanlara en ağır cezaları uygulamak ve geçmişteki yolsuzluklardan kaynaklanan zararları en ağır yaptırımlarla tazmin etmek amacıyla etkin ve kararlı adımlar atılacaktır. Bu süreçte, devletin gücüyle, şeffaflık ve hesap verebilirlik sağlanacak, yolsuzlukların engellenmesi için yasalar güçlendirilecektir. Yolsuzluk, büyük çapta vergi kaçakçılığı vatan hainliğiyle eş değer cezalandırılacaktır.
- ULUSAL BİRLİK, LAİKLİK VE MİLLİ KİMLİK
“Bir milletin varlığı, ancak ortak değerlerde birleşmesiyle mümkündür.” – Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi olarak, Türk milletini; dini, mezhebi, siyasi görüşü, ideolojik planlarla bölünmeye götüren tüm ayrımcılık gerekçelerini reddediyoruz. Türk milleti bir bütünlük içinde, vatanı ve devleti için yaşayan tarihin en kadim milletidir. Bölünme aygıtlarının temel amacı olan böl, parçala, yönet siyasetini birlikte politika ile ortadan kaldıracağız. Tüm vatandaşlarımızın güvenlik, eşitlik, toplumsal barış, hoşgörü ve anlayış iklimiyle bir bütün olarak yaşamalarını sağlayacağız.
A- Ulusal Birlik:
Toplumsal Dayanışmanın Yeniden Tesisi
- Ulusal birlik, etnik köken, inanç, mezhep veya sınıf farkı gözetmeksizin Türk Milleti tanımı ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı ortak paydasında , TÜRK MİLLETİ olarak birleşmeyi ifade eder.
- UKAB, toplumun tüm farklılıklarının Türk milletin oluşturan zenginlik unsurları olarak görür; ayrımcılığı değil tek birde bütünleşmiş birliği ve dayanışmayı esas alır.
- Toplumsal kutuplaşmayı sona erdiren, kapsayıcı bir milli dil ve hukuk inşa edilecektir.
- “Birlik içinde çoğulculuk” modeli anayasal güvence altına alınacaktır.
- Eğitim, kültür ve medya politikalarıyla, ortak bilinç ve aidiyet duygusu pekiştirilecektir.
- “Ulusal Birlik Kurulu” oluşturularak; mezhep, etnik ve sosyal ayrımcılıkla mücadele edecek, toplumsal gerilimleri izleyip çözüm önerileri geliştirecektir.
- Ulusal bayramlar, Dini bayramlar, Türk tarihi ve milli semboller üzerinden toplumsal aidiyet bilinci güçlendirilecektir.
- “Milli Uzlaşı Buluşmaları” adı altında, halkı bir araya getiren bölgesel etkinlikler, yerel yönetimlerle birlikte organize edilecektir.
- Laiklik, toplumsal barışın ve milli birliğin temelidir. Devletin tüm kademelerinde dini referanslara değil, hukuka ve bilime dayalı kararlar alınacaktır.
- Eğitim, medya ve kamu söylemi, Türk milletinin ortak kültürel ve tarihsel değerlerini temel alarak ulusal kimliği güçlendirecek şekilde düzenlenecektir.
- Etnik, mezhepsel ve kültürel farklılıklar; ayrıştırıcı değil, birleştirici zenginlikler olarak görülür.
B- Laiklik:
Barışın Ve Demokrasinin Teminatı
Laikliğin fiilen uygulandığı ilk devlet Büyük Selçuklu İmparatorluğuʼydu. 1050 yılında Selçuklu hakanı Tuğrul Bey, Abbâsî halifesi Kaimʼin Selçuklu Devleti üzerindeki politik yetkisini tanımayarak dinî görünüme sahip bir siyasal erkin otoritesine son vermiştir. Fransız akademisyen Joseph de Guignes kendi kitabında Tuğrul Beyʼin laiklik tutumunu ele almıştır. Bu tutuma, Fransız filozof Voltaire tarafından yazılan bir kitapta bu kaynak baz alınarak yer verilmiş ve yakın tarihte Mustafa Kemal Atatürk tarafından hilâfet sorunu konusunda tarihte Selçukluların yaptıkları örnek gösterilerek değinilmiştir.
“Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. Yalnız şurası var ki, din Allah ile kul arasındaki bağlılıktır. Din vardır ve gereklidir. Din, bir vicdan sorunudur.” Mustafa Kemal Atatürk
- “Din bakımından da bağımsız olmak zorundayız.”
- (Nutuk, s. 1153 – Belge 220 – Başlık: “Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretlerinin Ankara’ya ilk gelişlerinde şehrin ileri gelen ve önemli kişilerine verdikleri nutkun örneğidir”)
- “Din bir vicdan meselesidir. Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir. Biz dine saygı gösteririz. Düşünce ve tefekküre karşı değiliz.Biz sadece din işlerini, millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyoruz, kasıtlı ve fiile dayanan bağnaz hareketlerden sakınıyoruz. Gericilere fırsat vermeyeceğiz.”
- Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasıdır; aynı zamanda bireyin inanç özgürlüğünün de teminatıdır.
- Atatürk’e göre laiklik, sadece bir anayasa ilkesi değil, aynı zamanda çağdaş bir toplumun ön koşuludur.
- Devlet hiçbir dini veya mezhebi doğrudan veya dolaylı olarak desteklemez, yönlendirmez.
- Din, bireyin vicdanında hür; devletin yönetiminde tarafsızdır.
- Diyanet İşleri Başkanlığı, çok inançlı yapıyı dikkate alarak hizmet veren değil, düzenleyici-denetleyici bir kuruma dönüştürülecektir.
- Din dersi, tüm mezhepler ve inançlar için objektif, felsefi ve kültürel bir içerikle yeniden düzenlenecek ve zorunlu olacaktır. İslam tarihine yön vermiş büyük Türk alimlerin tüm kaynakları ilköğretimden, üniversite son sınıfına kadar yeni nesillere öğretilecektir.
- Türk milletinin ve Müslüman dünyasının inanmakta olduğu DİN ve diğer dinlerin en iyi şekilde öğretilmesi, öğrenilmesi için azami gayret ve başarı sağlanacaktır.
- Kamu görevlilerinin inancı değil, ehliyeti ve tarafsızlığı esas alınacaktır.
- Siyasal partiler, tarikat/cemaat bağlantılarını anayasal olarak yasaklayan düzenlemelere tâbi kılınacaktır.
Tarikat ve cemaatler, bireysel özgürlüğü ve eleştirel düşünceyi kısıtlayarak toplumda dogmatik ve baskıcı yapılar oluşturur. Ekonomik sömürü, siyasi güç devşirme, hukuku ve devlet düzenini tehdit etme riskleri taşırlar. Liyakat sistemini zedeleyerek kamusal alanlarda adaletsizliğe neden olurlar. Kadın ve çocuk haklarını ihlal edebilir, toplumda bölünmelere, kutuplaşmalara ve mezhep çatışmalarına neden olarak ulusal birliği tehdit eder hale gelebilirler. Devletin denetimi dışında, şeffaf olmayan yapılar oluşturarak istismar ve yasa dışı faaliyetlere zemin hazırlayabilirler. Bu nedenlerle, toplumun refahı, hukukun üstünlüğü ve ulusal birliğin korunması için tarikat ve cemaatlerin kapatılmasını sağlayacağız. Atatürk’ün çizdiği yolda, siyasi partiler, tarikat ve cemaatler eliyle halkın kutuplaştırılmasını ortadan kaldırarak, vatan ve ecdadımızın geleceği için halkı birlik ve dayanışma içinde tutacağız.
C- Milli Kimlik:
Büyük Tarih Derinliği , Dil Ve Kültürde Buluşma
İlkesel Yaklaşım:
- UKAB’a göre “Türk milleti”, etnik bir topluluk değil; ortak kaderi, tarihi, kültürü ve ülküsü olan vatandaşların oluşturduğu; Timur Ata’nın tanımıyla “ Tarihin en kadim milletidir. Dünya nizamı ve yaşayış alanı içerisinde bir bütündür.
- Türk milli kimliği, geçmişten geleceğe uzanan kültürel süreklilik ve çağdaşlaşma iradesidir.
Hedefler:
- Milletin ortak hafızasını, dilini, tarihini ve kültürel birliğini güçlendirmek.
- Kimlik siyasetini değil, Türk Devleti ve Türk Milleti birlikteliği ile cumhuriyetçi vatandaşlık bilincini teşvik etmek.
- Türkçeyi bilgi, bilim ve teknoloji dili haline getirmek.
Uygulamalar:
- Milli Kültür Akademisi kurulacak; dil, tarih, sanat ve kültür politikaları bu merkezden yürütülecek.
- Yerel lehçeler, folklor ve ağızlar bir tehdit değil, kültürel zenginliktir. Ancak; resmi dil Türkçe olup; eğitimde, sokakta, evde ve her alanda, Türkçe dışında farklı bir dil, lehçe vs. kullanımı kati surette yasaktır. Türk devleti, Türk milleti ile bir bütündür. Türk Devletinin kimliğini Türkçe Dili tanımlar. Türk devleti coğrafyasında Anam öğrenmemiş, babam bilmiyor gibi tanım ve dayatmalar kesin kes reddedilecek, vatandaşlarının tamamına en iyi şekilde Türkçe dilini, öğrenme ve yazma seferberliği ile bu açık ve eksiklik giderilecektir.
- Ulusal medya, yerli ve milli Türk kültürü içerikleriyle güçlendirilecek, dil kirlenmesine karşı mücadele başlatılacaktır.
- Eğitim müfredatında milli kimlik inşasına katkı sağlayacak şekilde milli tarih, yurttaşlık bilinci ve kültür dersleri geliştirilecektir.
3- SOSYAL DAYANIŞMA VE ULUSAL BİLİNÇ İNŞASI
- Bireylerin sadece hukuki olarak değil, kültürel olarak da Türk milletine ait hissettiği, dayanışma duygusunun güçlü olduğu bir toplumsal yapı inşa edilecektir.
- “Milli Değerler Eğitim Programı” (okullarda ve gençlik merkezlerinde uygulanacak).
- Toplumun ortak değerlerini yaygınlaştıran ulusal bilinç medya kampanyaları yapılacaktır.
- Kültürel aidiyet duygusunu artıracak gençlik, kadın ve aile temelli projeler tüm topluma yayılacaktır.
- Her vatandaşın yaşam süresince yaptığı işler AHLAK çerçevesinde olmalıdır. Vatandaş toplumun AHLAK (Bu tanım sadece cinsellik içermez) değerlerine uymadığı takdirde, Nüfus cüzdanı dijital veri bankasına eklenecek puanlarla kamu kurum ve kuruluşlarında, iş hayatında, yaşamında, mülk edinmede AHLAK eksikliği puanını düzeltene kadar belirlenecek kısıtlamalarla karşılaşacak şekilde kanuni düzenleme yapılacaktır.
Devletin gücü ve devamlılığı, sağlıklı ve sağlam bir topluma, bu da güçlü aile kurumlarına dayanır. Kadın ve erkeğin sevgi ve saygı temelinde iş birliği yaptığı erdemli bir aile yapısının oluşturulması için, bu değerleri yansıtan toplumsal normların güçlendirilmesi ve bu doğrultuda hedefimiz, aile yapısını güçlendirerek toplumsal huzuru ve devletin geleceğini sağlama almak adına her türlü çalışma yapılacaktır.
Sağlıklı toplum planımız; çocukların yaşama, gelişme, eğitim, sağlık ve korunma gibi temel haklarını güvence altına almaktır. Çocuk istismarı, şiddet ve çocuk yaşta evlilikler gibi insan haklarına aykırı uygulamalara karşı sıfır tolerans gösterilerek en ağır şekilde cezalandıracağız. Kız ve erkek çocukları cinsiyet ayrımı gözetmeksizin yedi yaşından itibaren orta öğretim-lise programlarına kadar devletin koruması altında zorunlu eğitim ve ailelerinden ayrı eğitim şehirlerinde devlet ve gelecek için yetiştirileceklerdir.
UKAB’A göre ulusal birlik, laiklik ve milli kimlik; cumhuriyetin kuruluş temelleridir. Bu üç unsur birlikte var olduğunda, Türkiye güçlü, bağımsız ve çağdaş bir devlet olarak varlığını sürdürebilir. Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk halkına Türk milleti denir” tanımı; etnik, mezhepsel ve sınıfsal ayrışmaları değil, ortak millet şuurunu esas alan modern bir milliyetçilik ve milli devlet anlayışının ifadesidir.
TAM BAĞIMSIZLIK İLKEMİZ
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi; Hiçbir ülkenin Manda ve Himayesini kabul etmez. Tam bağımsız bir Türk Cumhuriyeti ilkesini savunur.
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi; Tüm alanlarda ( Ülke güvenliği, ekonomi, sanayi ve teknoloji, tarım ve hayvancılık, enerji, sağlık politikaları, yeraltı ve yer üstü kaynaklarımız vs.) hiçbir ülkenin baskı ve hegamonyasını kabul etmemektedir.
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi; Vatanın istiklali ve Türk Milletinin İstikbali yolunda, Bütün Türk halkının, yüce Türk ulusunun birliğini savunur.
3.BÖLÜM:
1-EĞİTİM, BİLİM VE KÜLTÜR POLİTİKALARI
- A. Milli Ve Bilimsel Eğitim
- Eğitim sistemi, laik, bilimsel, eleştirel düşünceye dayalı ve çağdaş bir yapıya kavuşturulacaktır.
- Köy Enstitüleri benzeri bir “Milli Eğitim Enstitüsü” modeli geliştirilecektir.
- Üniversiteler özerk ve bilimsel üretim merkezleri haline getirilecektir.
- Eğitim Sisteminde Yapılacak Uygulamalar
Okul öncesi Eğitim, İlköğretim ve ortaöğretim yönetmeliği tamamen köklü olarak değiştirilecek olup; Liselere giriş sınavı, Üniversitelere giriş sınavı tamamen kaldırılacaktır.
Bunun yerine, ilk öğretimden başlayarak öğrencinin sınıf başarı puanı ve öğrencinin genel yetenekleri dikkate alınacaktır. Genel yetenek tespitinde; öğrencinin sayısal ya da sosyal derslerindeki anlama ve öğrenme kapasitesi ölçülerek alanlara yönlenmesi sağlanacak, ders not ortalamasına göre de başarı seviyesi eşit ya da birbirine yakın olanlar ortaöğretimde denk okullara yerleşecektir.
Ortaöğretimde ise yarı zamanlı ve alanlarındaki farklı iş kollarında belirli süreli staj ve çalışma sistemine geçilerek, günün yarısı okulda eğitimde geçerken, diğer yarısı ise alanına uygun farklı mesleklerde staj yaparak burada da başarı seviyesi ve orta öğretimin sonuna doğru daha da daraltılmış şekilde mesleki alanlara yönlendirilecektir.
Bu sayede ara eleman istihdamı ile hem ülke ekonomisine, hem de aile ekonomisine katkı sağlanarak aile üzerinden eğitim maliyeti de kaldırılmış olacaktır.
Üniversiteye girişte ise; ilköğretim ve Ortaöğretim ders başarı puanı ortalaması ile ortaöğretimdeki staj başarı puanı ortalamalarına göre; üniversiteye gidip gitmeyeceği değerlendirilecek. Öğrenci ya teknisyen, tekniker vs ara eleman olarak bir alanda istihdam edilecek ve üniversiteye giriş hakkı olmayacak ya da yetenek ve başarı puanı ile kendisine uygun bir bölümde sınavsız okuma hakkı kazanacaktır.
Gençlerimiz, Türk milletinin vergilerinden ücretsiz üniversite imkanı ile okuyarak, sonrasında ECNEBİ MİLLETLER için çalışamaz. Türk Milletine hizmet etmek için okuyan gencimiz, Devletine ve milletine bağlı olarak kendi vatan topraklarında hizmet edecektir.
Tüm köylerimize okullar yeniden açılacak olup; köydeki öğrenci nüfusuna göre bu okullar ilk öğretim seviyesinde olmakla birlikte nüfusu belirli bir sayının üstünde olan köylerde ya da birbirine çok yakın olan köyler içerisinde ulaşımı kolay olana aynı zamanda orta öğretim de kurulması sağlanacaktır.
- Özel Okulların Devletleştirilmesi
Ülkemizde Özel Okulların kurulmasıyla, Devlete ait okullarda eğitim öğretim kalitesi tamamen düşmüş, kendisini iyi yetiştirmiş olan başarılı öğretmenler özel okullara geçiş yapmıştır. Bu okullarda eğitimin paralı olması sebebiyle, ekonomik olarak yetersiz olan ailelerin çocukları üstün zekalı olsalar dahi, maddi imkansızlık sebebiyle bu okullara gidememekte, kalitesi düşen devlet okullarında da yeterli eğitim ve öğretim alamaması sebebiyle hem kendisine hem ülkemize faydalı olamamaktadır.
Tüm özel okulların devletleştirilerek, uygulayacağımız eğitim politikası sebebiyle eğitimde eşitlik yaratılacak ve Aile eğitim için ekonomik bütçe ayırmayacağı gibi, öğrenciler eşit bir şekilde hem başarı, hem yetenekleri doğrultusunda eğitimini alıp, ülkeye faydalı bireyler haline getirilecek, hem de eğitimi esnasında giderlerini karşılayacak miktarda kendi bütçesine ve aile bütçesine katkı sağlayacaktır.
- Kültür Politikası
- Türk dili ve tarihi temelinde milli kültürün güçlendirilmesi hedeflenir.
- Kültürel üretim desteklenecek, kamu tiyatroları, sinema ve yayıncılık faaliyetleri artırılacaktır.
- Her bireyin senede en az beş kitap okuması, zorunlu tutularak CAHİL TOPLUM yerine, akıl ve fikir üreten toplum birlikteliği hızlandırılacaktır.
2-ADALET, HUKUK VE DEMOKRASİ
- Kuvvetler ayrılığı tam olarak uygulanacak, yargı bağımsızlığı güvence altına alınacaktır.
- Anayasa, Kadim Türk Devlet Geleneği Kuruluş ilkelerine ve son devletimiz olan Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kuruluş ilkelerine uygun şekilde yeniden yapılandırılacaktır.
- Siyasi ahlak yasası çıkarılacak, şeffaflık ve kamu denetimi arttırılacaktır.
Hukukun üstünlüğü, devletin tüm organlarının, kurumlarının ve bireylerin, yasa ve hukuk kurallarına uymak zorunda olduğu bir ilkedir.
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi olarak; bu ilkeyi tamamen hayata geçirerek, yasaların her birey için eşit ve adil bir şekilde uygulanmasını sağlayacağız. Hiçbir Türk vatandaşı veya kurum, hukukun üstünde olmayacak ve herkes, statü farkı gözetmeksizin yasalar önünde eşit kabul edilecektir. Yargının kanunlara ve iradeye göre karar verme bağımsızlığını ve adil yargılama süreçlerini güvence altına alacak, Türk vatandaşlarının temel hakları garanti altına alınarak toplumda adaletin sağlanmasını temin edeceğiz. Hukukun üstünlüğü ilkesini tam anlamıyla uygulayarak, toplumsal barışı ve huzuru güvence altına alacağız.
Hakça bir toplum için sosyal adaleti, dayanışmayı ve iş birliğini geliştirecek, toplumun her bireyinin eşit haklara sahip olduğu bir düzen oluşturacağız.
Egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milletine ait olduğu, Türk devleti ve milletine ait Türk hukukunun üstünlüğünün özümsendiği hukuk devlet yapılanmasını zaruri görürüz.
Terör örgütlerinin, mafyanın, çetelerin, uyuşturucu tacirlerinin cirit attığı bir ülkede suç ve suçlu bitmez. Ceza evlerinin sayısını artırmak çözüm değildir.
Siyasi Partilerin veya suç örgütlerinin himayesine giren, rüşvet ve yolsuzluk batağına saplanan hukuk erkleri kendi hukuksuzlukları ile hukuku savunamaz.
Toplumun hiçbir ferdi; haklı tepkileri durumunda temel hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakılamaz. Tehdit, şantaj ve kolluk kuvvetleri ile baskılanamaz
Devletin görevi; suçu ve suç örgütlerini ülkeden tamamen silmek, beraberinde suçu önleyici tedbirler almak, Halkın daimi olarak huzur ve refahının sağlanması için geçici tedbirler yerine, kalıcı çözümler üretmektir.
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi olarak hukuk ve adaletteki çöküşü düzeltmeye; en temel konulardan başlayacağız.
- Anayasanın Düzenlenmesi
Atatürk’ün vefatından sonra, Ülke menfaatinden ziyade, belirli parti ve liderlerinin menfaatine sayısız kere değiştirilen ve hukuk sisteminin çökmesine neden olan Anayasa yerine; Türkiye Cumhuriyetinin temel Anayasası olan 1924 anayasası ile 1928 ve 1930 da değişen maddeler esas alınacak ve bu anayasa üzerinde sadece günümüz şartlarına uyarlanacak şekilde güncellemeler yapılacaktır.
- Hakim Ve Savcıların Yeniden Yapılandırılması
Partizanlık yapan, farklı mihraklarla bağlantıları tespit edilen, rüşvet ve yolsuzluk yaptıkları tespit edilen ve tüm bu yollarla haklının değil, güçlünün hakkını savunmuş olan bütün ADALET ERKİ ,tespit edilerek görevlerine son verilecek ve yargılanarak cezalandırılacaktır.
Adalet erki ve makamları yola ,haklının hukukundan yana olan temiz hakim ve savcılarımız ile göreve yeni başlayacak hakim ve savcı adaylarımızdan liyakat sistemine göre yeni bir hukuk ve adalet sistemi kurularak yeniden HAK, HUKUK, ADALET anlayışı oturtulacaktır .
- Temel Hak Ve Özgürlükler
Halkın temel hak ve özgürlükleri en üst seviyeye çıkartılıp, Türk Hukuku toplumun her bir bireyine eşit olacak şekilde, güçlünün hukuku yerine, haklının hukuku temel ilkemiz olacaktır.
Toplumun her bir bireyi hak arama özgürlüğüne sahiptir. Her bir vatandaş; canına, malına, namusuna, kanun ve yasalarca belirlenen temel hak ve özgürlüklerine bir zarar gelmesi durumunda hakkını araması için devletçe her türlü kolaylaştırıcı imkan sağlanacaktır.
Ulusal irade ve hukukun üstünlüğü ilkeleri doğrultusunda, bireylerin evrensel nitelikli temel hak ve özgürlüklerini, yaşamları boyunca hiçbir engelle karşılaşmadan kullanabilmeleri sağlanacaktır.
Temel hak ve özgürlükler, Ülke veya toplum zararına olmaması maksadıyla yalnızca yasayla sınırlanabilir. Bu sınırlama, hangi gerekçeyle olursa olsun hakkın özüne dokunamayacağı gibi, toplum gereklerinin haklı kıldığı ölçüyü aşamaz ve öngörülen amaç dışında kullanılamaz. Yargı kararı olmadan kimse özgürlüğünden yoksun bırakılamaz.
Bireylerin; din, mezhep, ırk, renk, cinsiyet, etnik köken, dil ve benzeri özelliklerine bakılmaksızın, aralarında herhangi bir ayırım gözetmeksizin temel insan hak ve özgürlüklerinden eşit olarak yararlanması en temel hakkıdır.
Suç durumu yalnızca yargı kararından sonra kesinleşir. Bu sebeple gözaltında bulunan bir kişiye işkence yapanlar ve ona göz yumanlar etkili biçimde cezalandırılacaktır.
- Düşünce Ve İfade Özgürlüğü
Düşünce özgürlüğü her insanın temel hakkıdır. Düşünceyi; söz, yazı, resim ya da başka yollarla açıklama ve yayma hakkı, şiddet kullanılmasını teşvik etmedikçe, ülke menfaatine tehdit ve tehlike oluşturmadığı sürece, suçu ve suçluyu övmediği sürece engellenemez. Düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğüne yönelik sınırlamalar, uluslararası antlaşmalarda öngörülen ölçüleri aşamaz.
- Din Ve İnanç Özgürlüğü
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi, Her türlü dinsel ve mezhepsel inanca sahip insanın; özgürce dininin veya inancının gereğini yapma, öğrenme ve geliştirme hakkını savunan bir partidir. Ülkemizdeki her bir yurttaş, dinsel inanç ve düşüncesinden ya da inanmamasından ötürü kınanamaz, baskı altına alınamaz; düşünce ve inançlarını değiştirmeye, açıklamaya zorlanamaz.
- Suç Oranını Azaltmak Ve Toplum Bilincini Arttırmak
Adaletin temeli ahlaktır. Ahlaklı yetişen toplumlarda, suç oranı yok denecek kadar azdır. Bu sebeple her çocuğun, Aile dışında, Anaokulu seviyesinden başlayarak; doğaya sevgi, hayvana sevgi, insanlara saygı ve sevgi, paylaşımcılık, kurallara uyum, vatan sevgisi, iyi ve kötü bilinci, doğru ve yanlış bilinci ile yetiştirilmesi sağlanacaktır.
- Cezaevlerinde Eğitim
Cezaevlerinde tüm mahkumlara, Töre, ahlak kuralları, psikoloji, sosyoloji, toplum, aile ve vatan bilinci konularında devamlı eğitimler verilecektir.
- Halkın Tüm Platformlarda Özgürce Ülkesini Ve Toplumun Menfaatini Savunması Hakkını Yasalaştırmak
Bu vatan üzerindeki her bir Türk yurttaşı eşit haklara sahiptir. Vatan üzerinde hain emeller tespit edildiğinde buna karşı koymak, vatanını ve milletini savunmak her Türk vatandaşının konumu, görevi, mevkii her ne olursa olsun asli görevidir. Böyle bir durumda her Türk vatandaşının sesini duyurmak ve ülkesinin menfaati için konuyu ilgili mercilere aktarmak yasal hakkıdır.
ı) Basın Özgürlüğü
Haber alma, ülkede her bir bireyin yasal hakkıdır. Yazılı basın ve görsel medya ülke ve Türk halkının menfaatlerine aykırı olan hiçbir gücün kontrolü altına giremez. Uydurma haber ya da ülkeye zarar verecek güçlerin kontrolüne girdiği tespit edilen medya derhal kapatılır ve sorumlularına en ağır cezalar uygulanır.
3- TAM BAĞIMSIZ EKONOMİ POLİTİKASI
“Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa kalıcı olamaz.” – Mustafa Kemal Atatürk
Milli geliri artırarak refah seviyesinin yükseltilmesi, vergi sistemindeki ve gelir dağılımındaki dengesizliği ortadan kaldırarak hak edilen paylaşımın ve toplumsal huzurun sağlaması zorunluluktur. İktisadi değerlerimize ve kaynaklarımıza sahip çıkarak, bu değerlerin en verimli şekilde değerlendirilmesini sağlayacak, ekonomik kalkınmayı sürdürülebilir bir şekilde destekleyici girişimlerin sağlanması hayati zorunluluktur.
Sürdürülebilir kalkınmayı sağlamak, gelir dağılımındaki adaletsizliği ortadan kaldırmak ve her türlü yoksullukla hak temelli mücadele etmek amacıyla etkin politikalar uygulayacağız. Tam istihdam hedefine ulaşarak, tüm bireylerin insan onuruna yaraşır yaşam koşullarına sahip olmasını sağlayacağız. Liyakat esas alınarak toplumun her kesimi için eşit fırsatlar sunarak, refahı artırmayı ve adil bir ekonomik düzen kuracağız.
Türk milletinin aleyhine olacak her türlü parasal nitelikte, yayılmacı ve illegal; içeride ve dışarıda faaliyet ve fiili eylemlere karşı; Türk milleti ve Türk cumhuriyeti devleti adına hak ve hakkın tesisinin hayata geçirilmesi, dış güçlerin ve iş birlikçilerin, içeride bağlantısız güç odağı gibi görünenlerin, ülkemize ve halkımıza zarar verenlerin tasfiye edilmesinden, ülkemizin egemenliğini ve tam bağımsızlığını muhafaza etmekten tereddüt edilmeyecektir. Tam bağımsız bir Türkiye, dış müdahalelere ve emperyalist politikalara karşı güçlü bir duruş sergileyerek, ekonomik, siyasi ve kültürel açıdan bağımsız olmalıdır. Bu doğrultuda, kendi milli kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanarak, ulusal çıkarlarımızı savunarak, halkımızın refahını ve onurunu koruyacağız. Ulusal egemenliğimizi pekiştirecek ve Türkiye’nin bu gününü ve geleceğini tamamen kendi irademizle ve Türk halkıyla şekillendireceğiz.
A-Milli Ekonomi, Milli Kalkınma
- Ekonomik bağımsızlık, siyasal bağımsızlığın temelidir.
- UKAB Partisi’nin ekonomik modeli, Atatürk döneminin kalkınmacı, planlı, devlet yönlendirmeli ve milli üretime dayalı ekonomi anlayışının çağdaş bir yorumudur.
- Serbest piyasa kuralları, milli çıkarlar ve sosyal adalet ilkeleriyle sınırlıdır.
B-Ekonomik Bağımsızlık İçin Stratejik Sektörlerin Kamu Yönlendirmesi İle Yeniden Yapılandırması
Hedef:
- Türkiye’nin dışa bağımlı olduğu tüm stratejik alanlarda yerli ve milli üretim altyapısını
Stratejik Sektörler:
- Enerji (petrol, doğalgaz, nükleer, yenilenebilir enerji)
- Savunma sanayi
- Tarım ve gıda güvenliği
- İlaç ve sağlık teknolojileri
- Ulaşım ve lojistik
- Maden ve ham madde işleme
Uygulamalar:
- “Milli Sanayi ve Teknoloji Programı (MİSATEP)” ile stratejik sektörlere özel Ar-Ge ve yatırım teşvikleri.
- Bu sektörlerde yabancı mülkiyet oranı sınırlandırılacak; kamu ortaklığı veya milli sermaye şartı getirilecektir.
- Stratejik alanlardaki büyük ölçekli girişimler için devlet-özel sektör ortaklık modeli (millileştirilmiş PPP) geliştirilecektir.
C-Planlı Kalkınma Modeli Ve Devletin Yönlendirici Rolü
Hedef:
- Serbest piyasa anarşisine karşı, planlı, dengeli ve toplumsal faydayı esas alan kalkınma modeli.
Kurumsal Yapı:
- Devlet Planlama Teşkilatı (DPT), yeniden yapılandırılarak güçlendirilecektir.
- 5 yıllık ve 25 yıllık kalkınma planları oluşturulacaktır.
- Her ilin, kendi potansiyeline göre üretim ve istihdam planlaması yapılacaktır.
Uygulama Örnekleri:
- “Milli Kalkınma Seferberliği” başlatılacak. Her il, ödediği vergi oranında yatırımdan pay alacaktır.
- Kamu bankaları aracılığıyla yerli üretim yapan KOBİ’lere sıfır faizli yatırım kredisi sağlanacaktır.
- “Milli İktisat Yatırım Fonu” kurulacak; stratejik projeler bu fondan desteklenecektir.
D-Devletçilik Ve Karma Ekonomi
- Stratejik sektörlerde (enerji, savunma, tarım, ulaşım) kamusal öncülük esas alınacaktır.
- Yerli üretim, sanayi ve teknoloji yatırımları teşvik edilecektir.
- KİT’ler (Kamu İktisadi Teşebbüsleri) çağdaş yönetim ilkeleriyle yeniden yapılandırılacaktır.
E-Ekonomik Alanda Yapılacak Değişimler
- Hırsızlık ve Yolsuzlukla Mücadele;
“Ahlaktan yoksun yöneticilerce yönetilen bir devlet, çökmeye mahkumdur.
” Ülkemiz; 4 mevsimin yaşandığı bir coğrafya da olup, her türlü üretime uygun, yeraltı doğal kaynakları ve madenleri bol olan bir ülkedir.
Ancak; Atatürk’ten sonra, ülkede ekonomik bağımsızlığımız bitirilmiş, özellikle yeraltı kaynakları, yönetenlerin koltuğu uğruna egemen devletlerin himayesine verilmiştir. Tarımda üretim engellenmiş ve ithalat zorunluluğu getirilmiştir. Özellikle, 1980’li yıllardan sonra hırsızlık ve yolsuzlukta ülkemiz liderliğe yükselmiş, ülkeyi yönetenler ve çevresindekiler hızla zenginleşirken, halk fakirleşip, yoklukla, açlıkla mücadele eder hale gelmiştir.
Öncelikli hedeflerimizin başında; hırsızlık ve yolsuzluk ile çalınan paraların üzerine gidip, bunu tekrar devletin kasasına koyarak, bu ihaneti yapanları da cezalandırmaktır.
Kısa vadede ağır hukuki cezalar ile, Orta ve Uzun vadede yenilenecek eğitim sistemi ile kamuda yolsuzluk, rüşvet, hırsızlık gibi yüz kızartıcı suçlar tamamen önlenecektir.
- Yeni Para Politikası
Kamu bankaları dışında, bankacılık sistemi, kağıt para ve metal parayı tamamen kaldırıp, Merkez bankası ve Şubelerinin kontrolü altında tamamen dijital TL para sistemine geçilecektir. Geçiş sürecinde sistem tamamen aktif olana kadar Aynı zamanda nakdi kullanım devam edecektir. Burada amaç hangi yollarla kişiler üzerinden dolaşan paranın tespiti ve yönüdür. Bu bir beka meselesidir.
Tüm gelirler TC kimliklerine yatırılacak olup, tüm gider ve ödemelerde TC kimlik kartı ile yapılacaktır. Bu sayede tüm gelir ve harcamalar kontrol altında olup, tüm gelirlerin ve yapılan tüm harcamaların vergisi de anlık olarak Devletin ilgili hesabına geçecektir. Bu sayede işveren, ya da esnafın vergi kaçırmasının önüne geçilecektir.
Standart hesap hareketleri dışında oluşan ekstra bir hareket, sistemde otomatik olarak uyarı vererek, emniyet güçlerini harekete geçireceğinden dolayı, kayıtsız bir gelir ihtimali ortadan kaldırılacaktır.
- Vergi Sisteminde Düzenleme
Çok partili Sisteme geçildikten sonra her dönem hükümete yakın bazı iş adamları vergiden muaf tutulmakta, çok yüksek meblağlarda teşvikler ve faizsiz krediler verilmekte ve hatta çok yüksek miktarlarda vergi borçları hükümetin talimatlarıyla silinirken, buralardan alınmayan vergiler ile hırsızlık ve yolsuzluğun sebep olduğu kayıp ekonominin bütün yükü; sanayici, işçi, memur, küçük esnaf ve halkın sırtına bindirilmiştir. Bu sebeple; sanayici, küçük esnaf, işçi, kamu memuru ve halk çok ağır vergi yükü altında ezilmekte, dünyanın en ağır vergileri ülkemizde uygulanmaktadır.
İşçi ve memurlarda daha maaşı eline geçmeden sene başından sene sonuna doğru yükselen oranlarda her ay peşin vergi kesilmektedir.
Küçük esnaf, peşin vergi, stopaj vergisi, yüksek oranda gelir vergisi ve KDV ler ile adeta soyulmakta ve yoğun denetim altında tutulmakta, esnaf elinde kalanlarla kirasını ödeyemez evine ekmek parası götüremez hale getirilmekte ve bir çoğu bozuk ekonomik sistemle birlikte, ağır vergi sistemi sebebiyle büyük hayallerle açtığı işletmesini kapatmakta ya da iflas etmektedir.
Halk, yüksek orandaki KDV’ler ve ÖTV ler ile, her malı misli misli yüksek rakamlara almaktadır.
UKAB Partisi ile uygulanacak olan yeni Ekonomi ve para politikasında vergi kaçırma ihtimali sıfırlanacak ve vergiler anlık olarak sisteme gireceğinden dolayı, vergi matrahı her vatandaşa eşit ve gelir seviyesine göre hakkaniyetli olarak ödenecek makul düzeyde yeniden yapılandırılacaktır.
Geriye yönelik olarak, kim olursa olsun VERGİ BORÇLARI kanunla silinmiş kişi, şirket vesaire gibi, Devletin parası tekrar halk için bu kişi ve şirketlerden direk tahsili cihetine gidilecektir.
Çalışanların Sigorta ödemelerinin de kamuda ve özel işletmelerde günlük rakamlar olarak ilgili kurumun hesabına otomatik olarak geçmesi sağlanacaktır.
- Üretimin Tüm Alanlara Yayılması
UKAB Partisi ile, Sanayide büyük ya da küçük ölçekli üretim yapan tüm işletmelere destek verilirken; halkında üretime katkı sağlaması teşvik edilecek olup; Devlet kontrolünde her mahalleye bir üretim atölyesi, her semte bir fabrika modeliyle, her ev her aile üretime teşvik edilecek, bu sayede hem aile ekonomisine, hem de ülke ekonomisine katkı sağlanacaktır.
- Tüm Şehirlerde Ekonomik Denge ve Göçün Önlenmesi
Büyük fabrika ve tesislerin belirli birkaç ilde toplanmasının önüne geçilip, bütün illere dağıtılması sağlanacak, böylece şehirler arasındaki ekonomik farklılıkların ve şehirler arası göçün de önüne geçilecektir.
4-TARIM VE HAYVANCILIK POLİTİKASI İLE KÖYLÜNÜN KALKINDIRILMASI
A-Tarım
- Köylüye ucuz kredi, gübre ve mazot desteği sağlanacak, tarımda devlet alım garantisi sistemi geliştirilecektir.
- “Köylü milletin efendisidir” anlayışı ile tarımsal üretim ve kırsal kalkınma seferberliği başlatılacaktır.
- Köylerde aktif yaşam tekrar tesis edilip, halkın şehirleri boşaltması teşvik edilerek ülkenin en önemli sorunlarından birisi çözümlenmiş olacaktır.
Tarım, toplumların yaşam kaynağı ve sürdürülebilir kalkınmanın temel unsurlarından biridir. Tarım politikamız, gıda güvenliğini sağlamak, doğal kaynakları korumak ve çiftçileri desteklemek amacına dayanır. Bu doğrultuda, organik tarım ve doğa dostu üretim yöntemlerini teşvik ederek, sağlıklı ve doğal ürünlerin üretimini artıracak, zehirsiz tarım uygulamaları politikamız olacaktır. Ayrıca, ata tohumlarımızın korunması ve yeniden canlandırılması amacıyla yerel tohumların kullanımı teşvik edilecek, biyolojik çeşitliliğin artırılması sağlanacaktır. Sürdürülebilir tarım anlayışıyla, ekolojik dengeyi gözeterek çevre dostu üretim yöntemleri uygulanacak, doğal kaynakların verimli kullanımı, toprak erozyonunun önlenmesi ve su tasarrufu sağlanacaktır.
Türkiye Tarım Araştırma Enstitüsü kurarak, unutulmuş yerli hayvan ırkları ve unutulmuş tohumları yeniden hayata geçirmek için kapsamlı çalışmalar yapılacak. Yerli tohumlarımızı ve hayvanlarımızı koruyarak, biyolojik çeşitliliği güçlendirecek, sürdürülebilir tarım ve hayvancılık politikalarını hayata geçireceğiz. Bu sayede, yerli kaynaklarımızı yeniden canlandırarak, gıda güvenliğimizi artıracak ve tarımda bağımsız bir gelecek inşa edeceğiz.
Tam bağımsız Türkiye olarak, Dünya Tarım Örgütü gibi küresel örgütlerin dayatmalarına karşı duracak, gıda güvenliğimizi ve ekosistemimizi koruyarak, zehirsiz, ata tohumlarıyla sürdürülebilir tarım politikalarımızı hayata geçireceğiz. Bu süreçte, politikalarımıza aykırı olan tüm dünya örgütsel politikalarına karşı tam bağımsız bir duruş sergileyerek, kendi tarım ve gıda politikalarımızı belirleyeceğiz.
Ülkemizi yönetenlerin uygulamış olduğu yanlış tarım politikaları nedeniyle, tarımsal faaliyetler kârlılığını kaybetmiş, çiftçi zarara uğratılmış, bu durum çiftçinin ve köylünün arazilerini terk ederek, geçimini sağlamak için şehirlere göç etmesine neden olmuştur. Üretim dışı kalan tarım arazileri sonucu, iç talebi karşılayamayan tarım ürünlerinde ithalat dönemi başlamış ve bu durum da ülkenin büyük ekonomik yaralar almasına, dış borcun hızla artmasına neden olmuştur.
Bu yanlış politikalar ile çiftçiye uygulanan mazot fiyatları, tohum, ilaç ve gübre fiyatları, üretilen tarım ürünlerine verilen çok düşük fiyatlar, tarım aletlerinin alınması için yüksek maliyetlerdeki krediler, çiftçiyi ve köylüyü üretimden uzaklaştırılmıştır. Ülkeyi yönetenler bu durumu görmezden gelip, düzeltmek yerine kişisel çıkarlarını ülke çıkarının üstünde tutup, çevresindeki kişilerce kurulan şirketlerle yurt dışından tarım ürünleri ithalatına girmişlerdir. Kişisel zenginleşme uğruna ülke yok oluşa götürülürken, İthal edilen GDO lu ürünler ile ekilen alanlarda ithal hibrit tohumlardan dolayı hem toprağımız zehirlenmiş, hem de halkımız zehirlenmiştir. Tüm bu durumlar, çiftçinin sermayesini kaybetmesine, öz güvenini kaybetmesine ve üretimden gelen gücünü kaybetmesine neden olmuştur.
Bu gün çiftçinin üretimini engelleyen bu zorluklardan dolayı, bir çok ekilecek alan yıllardır ekilmeyerek boş bırakılmıştır.
Yine hükümetlerin uyguladıkları yanlış politikalar sonucunda; arada oluşan komisyoncular nedeniyle ürünlerin tarladan çıkış fiyatıyla, nihai tüketiciye satılan fiyatları arasında uçurum denecek oranda fark oluşmuş, bir yıl boyunca alın teri döken ve emek harcayan çiftçi zarar ederken, komisyoncular karlarını defalarca katlamıştır.
Tarım ülkesi durumundayken, tarım ürünleri ihraç eden ülke konumundayken, bu gün tarımda ithalatçı ülke konumuna düşürülmüştür.
Katlanarak büyüyen tarım sorunlarının çözümünde Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi olarak, uygulayacağımız tarım politikalarıyla; öncelikle, köylü ve çiftçiler bu dezavantajlı durumdan kurtarılıp, Köylüye ve çiftçiye uygun fiyatlardan tohum desteği, gübre desteği, ilaç desteği, ucuz mazot alımı ve devletin uyguladığı en düşük faizler ile Ziraat Bankası, Kredi Garanti Fonu ve Exim Bank’tan üretime ve ihracata yönelik en uygun koşullarda kredi desteği verileceği gibi, ürettiği ürünlerine de alım garantisi verecektir.
Hibrit tohumlar ve kimyasal gübrelerle zehirlenmiş tarım alanlarından zehir temizlenene kadar, şu an için uzun yıllardır ekilmeyen alanlar ata tohumuyla ekime hazırlanacaktır.
Üretici–tüketici arasındaki zincir daraltılarak kontrol edilir hale getirilecek, üreticilerin alın terinin karşılığını alacakları ve üretmenin cazipleştirileceği, tüketicinin kaliteli ürünleri makul fiyatlara alabileceği tarzda düzenlenecektir.
Modern tarım teknikleri kullanılarak, ürün veriminin artması ve zaiyatın azalması sağlanacak, akıllı tarım uygulamaları yaygınlaştırılarak, Tarım 4.0 uygulamasına geçiş sağlanacaktır.
B-Hayvancılık
Hayvancılıkta, Bölgenin doğasal yapısı da dikkate alınarak büyük baş ve küçük baş hayvan yetiştiriciliği; et, süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi hayvansal ürünlerin üretimi desteklenecektir. Hayvanı olmayan, köylü ve çiftçi devlet desteği ile hayvan sahibi yapılacaktır. Yem ham maddeleri dâhil olmak üzere, hayvancılıkta kullanılan girdilerde dışa bağımlılık ortadan kaldırılacaktır.
Hayvancılıkta yapılacak köklü düzenlemeler ile, et ve hayvansal ürünlerde arz talep dengesi kurulup, fiyatların da dengeye gelmesi sağlanacaktır.
5-SAĞLIK SİSTEMİNİN YENİDEN YAPILANDIRILMASI VE ÖZEL SAĞLIK KURUMLARININ DEVLETLEŞTİRİLMESİ
Önleyici sağlık hizmetlerine öncelik verilecek; bu doğrultuda çevre sağlığı, ekosistem koruması, gıda güvenliği, tarım politikaları, çevre ve şehir planlaması, ulaşım, eğitim gibi tüm politikalar, önleyici sağlık hizmetleri doğrultusunda şekillendirilecektir. Böylece toplumun hasta toplum olması engellenecek ve ruhsal ile bedensel yönden daha sağlıklı bir toplum ve güçlü bir devletin bireyleri yetiştirilmiş olacaktır. Kamusal çıkarlar ön planda tutularak, özel sektörün kâr amacı yerine halkın ihtiyaçlarına odaklanılacak ve sağlık hizmetlerindeki eşitsizlikler ortadan kaldırılacak, bu çerçevede, sağlık ve ilaç sanayisinin, yerli ilaç üretimi teşvik edilip, sağlık alanında yenilikçi çözümler geliştirilecektir. Ayrıca, sağlık çalışanlarının hakları korunacak, halkın ruh sağlığına yönelik farkındalık artırılacak ve çevre sağlığına büyük önem verilecektir. Kamu kaynakları sağlık sektörüne etkin bir şekilde yönlendirilecektir. Tam bağımsız Türkiye şartlarında, sağlık politikalarımızı kendi ulusal çıkarlarımız ve halk sağlığımız doğrultusunda belirleyecek, DSÖ ile yapılan anlaşmaların dayatmalarını kabul etmeyecek ve gerekirse bu anlaşmalar iptal edilecektir.
Sağlık Sisteminde, Günümüzde kapatılmış olan Hıfzıssıhha gibi, devlete ait araştırma, geliştirme, üretme ve stoklama birimlerini tekrardan açıp, başta büyükşehirler olmak üzere, zaman içinde de tüm illere yaygınlaştırma çalışmaları yapılacaktır.
Devletin imkanları ile birilerini zenginleştirme maksatlı kurulan özel hastanelerin tamamına devlet olarak el konulup; kişisel güçleri ve kendi imkanlarıyla özel hastane açanlarında tüm maliyetleri devletçe karşılanmak kaydıyla özel hastanelerin tamamı devletleştirilecektir.
Her düzeyde kamu sağlık personeli için liyakat sistemi getirilecektir.
Tüm köylerde sağlık ocakları kurulup, her köyde en az 1 doktor, 1 hemşire bulundurulacaktır.
A-Herkese Sağlıklı Yaşam Hakkı
Sağlıklı Yaşam Hakkı; ırk, din, dil, ekonomik durum, yaşadığı bölge fark etmeksizin, bu ülkede yaşayan her insanın en temel hakkıdır.
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi, sağlık hizmetlerinin, tüm yurttaşlarımıza, doğum öncesinden, ölüme kadar kesintisiz olarak verilmesini sağlayacaktır. Bu hizmetin kolay ulaşılabilir, kaliteli ve eşitlikçi olması için hastanesi olmayan il ya da ilçe, sağlık ocağı olmayan köy kalmayacaktır.
Tüm özel hastane ve özel sağlık kuruluşlarının devletleştirilmesi sayesinde, Sağlık hizmetinin verilmesi yurttaşların ödeme gücü ile sınırlı olmayacaktır. Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi, bunu Sağlık Hakkının bir gereği ve Sosyal Refah Devletinin öncelikli bir görevi olarak görür. Devlet, tüm bireylerine güvenli ve kaliteli sağlık hizmeti sağlamakla yükümlüdür.
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi’nin temel hedefleri arasında, Devletimizin Sağlık sistemine yapacağı yatırımlarla, toplam sağlık harcamalarının, milli gelire oranının, gelişmiş ülkeler ortalaması düzeyine çıkarılmasını sağlamaktır.
B-Genel Bütçeden Sağlık Sektörüne Ayrılan Pay Artırılacak
Devletin Bütçesinden, Sağlık sektörüne ayrılan pay arttırılacak, bu sayede hastanesi olmayan ilçelerimize hastane; Sağlık ocağı olmayan köylerimize de sağlık ocakları açılacaktır.
C-Ruh Sağlığı ve Bağımlılık
Ulusal Kurtuluş ve And Birliği partisi olarak; Ruh sağlığı, Alkol ve Madde Bağımlılığı Araştırma ve Tedavi Merkezleri (AMATEM), Bağımlılara Dönük Rehabilitasyon Hizmet Kuruluşları veya Merkezlerini çoğaltmanın çözüm olmadığını, bunun yerine doğuştan kaynaklı sebepler dışında, uygulayacağımız eğitim politikalarıyla daha bilinçli bir gençlik, daha bilinçli bir toplum yaratacağız. Uygulayacağımız, iç ve dış güvenlik politikaları ile uyuşturucunun ülkeye girişini ve satışını ortadan kaldıracağız. Uygulayacağımız Ekonomik Politikalarla, Memleketin her bir köşesindeki yurttaşımızın ekonomik olarak huzur ve refah içerisinde yaşamasını sağlayacağız.
Hastalıkların tedavisi dışında UYUŞTURUCU üretimi, satımı, dağıtımı, kullanımı kesinlikle yasak olup, Jandarma ve Polise bu konuda “ VUR YETKİSİ SERBESTLİĞİ “ tanınarak, ayrıca tavizsiz olarak bu çeteler imha edilecektir.
D-Sağlık Turizmi
Bazı özel hastalıklarda, hekimlere ve tıbbi cihazlara yatırım yapılarak, Ülkemiz sağlık turizmi konusunda cazibe merkezi haline getirilerek, kendi halkımızın yanında, hem dünya insanlığına hem de ülke ekonomisine katkı sağlanacaktır.
E-Köylü Sağlık Sigortası
Ulu önderimiz; Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk, “Köylü Milletin Efendisidir” demiştir. Ülkemizde yaşayan tüm insanların yemiş olduğu tarım ve hayvancılık ürünlerinde köylünün emeği ve alın teri vardır. Bu güne kadar bir kenara itilip, kakılmış köylülerimize Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi olarak sahip çıkacağız ve köylerde yaşayan bütün aileleri Köylü Sağlık Sigortası kapsamına alarak, istediği hastanede her türlü tedavisini yaptırması sağlanacaktır.
F-İşsizlik Sağlık Sigortası
Her hangi bir Kamu ya da Özel Kuruluşta sigortalı çalışır iken, yüz kızartıcı suç dışında diğer sebeplerle işinden ayrılanlar için 1 yıl süreli ( 1 yıldan önce işe başlarsa sigorta sonlanır ) işsizlik sağlık sigortası yapılmasını sağlayacağız.
G-Şehit Aileleri, Gazilerimiz ve 1. derece Yakınlarına Sağlık Sigortası
Vatanımız, Milletimiz ve Bayrağımız uğruna göğsünü siper edip Şehit olanların ailelerine ve gazilerimiz ile birinci derece yakınlarına ömür boyu sağlık sigortası yapılarak her türlü sağlık hizmetinden yaşadığı sürece ücretsiz yararlanması sağlanacaktır.
H-Kimsesiz veya Bakıma Muhtaç Yaşlılarımızın Bakımı
Kimsesi olmayan genç ya da yaşlı, Bakıma muhtaç hastalarımızın bakımı için her türlü imkan sağlanacak olup; Bakıma muhtaç yaşlılar için yeterli sayıda geriatri bölümleri merkezleri ve huzur evleri açılacaktır. Bakıma muhtaç yaşlılarımızın bakımı, sağlık sorunları, yaşam kalitelerinin arttırılması ve toplumdan soyutlanmadan yaşayabilmeleri için de geriatri merkezlerinin ve huzur evlerinin desteklenmesi, yerel yönetimler ve gönüllü kuruluşların da katkılarıyla sayılarının arttırılması sağlanacaktır.
Yatalak durumda bulunan bütün yaşlı vatandaşlarımıza, evlerinde de sağlık hizmetlerinden yararlanabilmeleri için yardımcı sağlık personeli görevlendirilecektir.
I-Engelli Vatandaşlarımız
Sosyal devlet anlayışımızın gereği olarak, engelli bireylerin çağdaş yaşamın gerektirdiği olanaklara her alanda kavuşmalarını temel bir insan hakkıdır.
Engelli sorunları bireysel bir sorun değil, herkesin ortak duyarlılığını gerektiren toplumsal bir sorundur. Öncelikle Engelli doğumun ana sebepleri olan, yakın akraba evliliği, hamilelik döneminde bilinçsiz ilaç kullanımı vs. konularda, ana akım medya, hastaneler, sağlık ocakları ve daha sık sağlık taramaları vasıtasıyla toplumun daha çok bilinçlendirilmesi sağlanacaktır.
Engellilere yerel yönetimlerin ve gönüllü kuruluşların eşgüdümünde sağlanacak devlet yardımının, ömür boyu kesintisiz olması ve yeter düzeyde olması hedef alınacak; tüm engellilerin ve bakmakla yükümlü olduğu ailesinde çalışabilecek durumda kimsenin olmaması halinde aile fertlerinin, eğitim, korunma, barınma ve ekonomik giderleri devletçe karşılanacak; engellinin ya da aile bireylerinin çalışabilecek durumda olması halinde kamu da istihdamı sağlanacaktır.
Engellilere yaşamı kolaylaştıracak şekilde, çevreye uyumlarını sağlayacak, üretkenliklerini artıracak, yaşamlarına kalite katacak her türlü devlet desteği verilecektir.
Kamusal alanlara ait bina giriş ve çıkışları, asansörleri, Alışveriş alanları, yerel yönetimlerin sorumluluğu altında, tüm fiziksel alanlar ( Kaldırımlar, yürüyüş yolları, sosyal tesisler, parklar, ulaşım araçları vs ) engellilere yönelik olarak mutlaka düzenlenecek, Engellilere bütün engeller kaldırılacaktır.
Engellileri topluma kazandırmak, öz güvenini arttırmak ve aile bütçesine katkı sağlamalarına destek olmak maksadıyla, engel durumu dışında genel yetenekleri ve becerileri tespit edilerek, bu yetenek ve becerilerinde gerekli mesleki eğitimler devlet imkanlarıyla verilerek, topluma kazandırılmaları, öz güvenlerinin artması ve aile bütçelerine katkı sağlaması hedef alınacaktır.
Zihinsel engellilerin erken tanı, tedavi ve eğitimi için klinikler; doktor, hemşire, öğretmen ve teknolojik cihazlarla donatılarak, ağır gelişen, tam gelişmeyen veya zihnen engelli çocukların özel yöntemlerle eğitimleri, çalışma olanağına kavuşturulmaları ve topluma kazandırılmaları için özel projeler uygulamaya konulacaktır.
İşitme ve görme engelliler için ilköğretimden, üniversite sonuna kadar tüm eğitim süreçleri için, rahat ve kaliteli eğitim süreçlerini sağlayacak güncel ve modern teknik altyapı ve donanım sağlanacaktır.
6-ENERJİ POLİTİKASI, MADEN VE DOĞAL KAYNAKLARIMIZ
Bir Ülkenin gelişmişliği, gücü ve bölge ülkeleri arasında söz sahibi olması Enerji kaynakları, üretim kapasitesi, kendisine yetmesi ve ilaveten bölge ülkelerine enerji ihraç etmesiyle doğru orantılıdır. Benzer şekilde, Ülke güvenlik riski, ekonomik seviyesi, yine yeraltı ve yer üstü enerji kaynakları, üretme ve geliştirme ve uygulama imkanıyla orantılıdır.
Ülkemiz, bulunduğu coğrafya itibariyle, yeraltı madenleri özellikle toryum, uranyum, bor vs. zengin maden yataklarına sahip; rüzgar ve güneş enerjisinden yararlanabilecek güçlü imkanlara sahip; hidroelektrik santralleri açısından akarsu kaynakları bol olan, Kütahya, Uşak, Afyon, Ankara, Sivas gibi şehirlerinde yeterli düzeyde yeraltı sıcak su kaynakları olan, aynı zamanda, doğu, batı, güney ve kuzey ülkeleri ile kıtalar arası bir enerji geçiş güzergahı konumundaki ülkedir. Tüm bu sebepler nedeniyle Ülke güvenliğimiz tarih boyunca risk altında olmuş ve doğru bir enerji politikası olmadığı sürece bu risk bundan sonra da olmaya devam edecektir.
Bu sebepledir ki; Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi olarak, Ulusal Güvenlik Politikaları ile Ekonomik ve Sosyal Politikaları oluştururken, eşdeğer önemde gördüğümüz Enerji Politikamızda amaca hızlı ulaşabilecek ve ülke ekonomisine büyük katma değerler sağlayacak yatırımlar yapacağız.
Ülkemiz; Güneş enerjisi, Rüzgar enerjisi, Hidroelektrik santraller ve bio enerji yönüyle geniş imkanlara sahiptir. Bu üretim modelleri ülkenin her bir köşesine yaygınlaştırılacak olup; Ayrıca Nükleer enerjiye büyük önem verilecektir. Petrol, doğalgaz ve kömür gibi zamanla bitecek fosil yakıtlar yerine yenilenebilir enerjiye yatırımlar arttırılacaktır.
Mustafa Kemal Atatürk tarafından ilk kez dünya üzerinde üretilmiş olan BİYO YAKIT üretimi ülkemizde yaygınlaştırılaracaktır.
“Atatürk, Ortadoğu petrolüne muhtaç olmamak için yakıt bitkisi ektirip ürettiği mazotu 1934’te köylüye ücretsiz dağıttı. O devirde benzersiz bir devrim bu. Atatürk Orman Çiftliği’nde başlayan bu projeyle petrol ithalatı bitecekti. “
İşte yarım kalan o hamle; UKAB Partisi tarafından hayata geçirilerek, enerji ithalatında azaltmaya gidilecektir. Ayrıca DOĞAL GAZ ithalatının önünün kesilmesi gerekir. Farklı yöntemlerle İKTİDAR olanların, iktidarda kalmak yurt dışına rüşvet olarak sunduğu İTHALAT kalemleri zamanla tümden ortadan kaldırılmaya çalışılacaktır. Bu bütün kalemleri kapsar. Türkiye’de çözümü olan her şey Türkiye’de üretilecek, yurt dışına ihraç edilecek, Türk Devleti ve milletinin zenginliklerinden yabancı devlet ve milletlerin faydalanarak zenginleşmesi engellenecek, tüm zenginliklerimiz Türk milletinin refahı ve geleceğini teminat altına almak için kullanılacaktır.
Ülkemiz; toryum, uranyum gibi hem nükleer enerjide, hem yüksek teknolojide kullanılabilen çağın madenleri yönüyle dünyanın sayılı ülkeleri arasındadır. Özellikle Karadeniz bölgesi uranyum yataklarıyla rezervi yüksek bir bölge, yine Karadeniz dünyanın en yüksek hidrokarbon yataklarının bulunduğu bölgedir. Tüm bu madenlerimizin yerli imkanlarla çıkarılarak değerlendirilmesi ile ülkemize ekonomik anlamda çok büyük katkı sağlayacağız.
Özellikle tüm kamusal alanların çatısında kurulacak güneş panelleri ile o binanın enerji ihtiyacının bir bölümünü kendisinin üretmesi sağlanacak, Özel fabrika ve firmalarda da düşük faizli kredilerle kendi enerjilerini üretmesi teşvik edilecektir.
Bireylerin de kurulum yapmasını sağlayacak uygulamaların önünü açan, enerjiyi tüketmekten çok; üreten ve verimli kullanmaktan yana olan projelere destek verilecektir.
Türkiye’nin, enerji üretim kapasitesini arttırarak, enerji ithal eden değil; enerjiyi ihraç eden bir ülke haline getirip; aynı zamanda enerji üreten ve tüketen ülkeler arasında enerjinin transit geçişine imkan sağlayan merkez bir ülke olmasının yanında; katma değeri yüksek enerji ürünleri üretim teknolojisi ve alt yapısına sahip, dünya enerji piyasasının önemli aktörlerinden biri olması sağlanacaktır.
Biodizel üretimi teşvik edilecek ve uygulamasına geçilecektir.
Elektrik enerjisi kayıp ve kaçağını önlemek, can ve mal güvenliğine zarar gelmesine mani olmak maksadıyla dağıtım hatları kademeli olarak yer altına alınacak.
Şehir merkezlerinde ise cadde ve sokak yolları altına içinde insan yürüyecek şekilde kanallar açılıp; bu kanallar çok amaçlı olarak ( Elektrik iletim hatları, telefon, internet vs. hatları, içme suyu, kanalizasyon ve yağmur suyu hatları) oluşturulacaktır. Yağmur suyu hattının kanalizasyona karışmadan barajlara ve tarım arazilerinde sulamaya yönlendirilmesiyle gelecekte yaşanabilecek su sıkıntısının ve salgın hastalıkların da önüne geçilmesini sağlayacaktır.
A-Enerji ve İletişim Sektöründe Özelleşen Kurumların Devletleştirilmesi
Bu güne kadar uygulanan yanlış politikalar sonucu, Enerji, telefon, internet gibi ülke güvenliği ve ülke ekonomisi açısından kilit taşı önemindeki kurumlar yerli ve yabancı yatırımcılara özelleştirilmiş ve ülke büyük bir risk altına sokulmuştur. Enerjide bilinçli yaşatılacak her türlü kesinti o ülkenin sanayisinin durmasına ve ekonomisinin çökerek iflasına sebebiyet verecek, ülke güvenliğinin ortadan kalkmasına neden olacaktır. Yine telefon ve internet altyapısını ve iletişimini sağlayan telekominikasyon kurumlarının özelleştirilmesiyle, devletin ve milletin her türlü dinleme ve izlemeye açık hale getirilerek sırların ve gizliliğin ortadan kalkarak, ülke güvenliğinin çok büyük bir risk altına girmesine neden olmuştur.
Tüm bu sebepleri dikkate alarak, kamuya ait olan ve daha sonra özelleştirilen enerji üretim ve dağıtım firmaları ile Türk Telekom’un yeniden devletleştirilmesi sağlanacaktır.
B-Nükleer Enerji
Nükleer enerji santrallerinin kurulumuna ve enerji üretimine destek verilecektir.
C-Madenler ve Doğal Kaynaklar
Ülkemizin yer altı ve yer üstü tüm doğal kaynakları, milletin ortak değeri olarak kabul edilecek ve stratejik madenler de dahil olmak üzere devletleştirilecektir. Bu kaynaklar, milli çıkarlar doğrultusunda verimli, sürdürülebilir ve etkin bir şekilde işletilecek, ülkemizin refahını artırmaya yönelik politikalar uygulanacaktır. Doğal kaynakların yönetimi, halkın faydasına olacak şekilde şeffaf ve hesap verebilir bir şekilde gerçekleştirilecektir.
Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki her türlü yer altı madenleri ve Doğal Kaynakları; Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ve Türk Milletinin malıdır. Bu sebeple Ulusal Kurtuluş ve And Birliği Partisi olarak Madenlerimizin ve doğal kaynaklarımızın zorunlu olmadıkça, yabancılar tarafından çıkartılması ve işletilmesine karşıyız. Ülke çıkarları doğrultusunda zorunlu hallerde ise tüm denetim ve kontrolünün devlet eliyle yapılması sağlanacaktır.
Madencilik sektöründe, çevre dostu teknoloji ve yöntemlerin kullanımına izin verilecek, Madencilik süreçlerinde doğaya minimum zarar verilmesi, verilen zararın ise misliyle giderilmesi sağlanacaktır.
Ülke ekonomisine fayda sağlayacak nitelikte Madenlerin tespitinde çıkarılmadan önce yerel halk ikna edilecek, madenin çıkartıldığı süre boyunca yerel halkın maddi ve manevi zararları karşılanacak, maden çıkarılma işi son bulduğunda, alan eski doğal haline getirilip, yerel halka teslim edilecektir.
Yer altı madenlerimizin hammadde olarak ihracı yerine madenlerin işlendikten sonra ihracını sağlayacak teknolojik önlemler alınacaktır.
7-BİLİM, SANAYİ VE TEKNOLOJİK ALANLAR
Teknoloji, iletişimden sağlığa, eğitimden sanayiye kadar hayatın her alanında toplumsal ilerlemeyi sağlayan temel unsurlardan biridir. Bilim ve yenilik odaklı bir yaklaşımla, üretim süreçlerini hızlandıran, enerji verimliliğini artıran, çevre dostu çözümler sunan ve ulaşımı geliştiren teknolojik yatırımları destekleyeceğiz. Eğitimde dijital kaynakları kullanmayı ve manuel kaynaklar dahil edilerek bilgiye erişimi kolaylaştıracak, sanayi ve ekonomide önceliği insan aklı ve destekleyici yapay zekâ ve otomasyon gibi çözümlerle verimliliği artıracağız. Bilim ve teknolojiyi merkeze alan bir kalkınma modeli ile sürdürülebilir ve güçlü bir gelecek inşa edilecektir.
İlköğretim, Ortaöğretim ve üniversite öğrencilerinin tümü bilime teşvik edilecek. Yeni icat, bilimsel ve teknolojik hayallerinin sönümlenmesinin önüne geçilip, bu hayallerini gerçekleştirme imkanı sunulacaktır.
TÜBİTAK gibi bu gün işlevini yitirmiş kurumlar tekrar elden geçirilip, tüm illere yaygınlaştırılacak, yine her ilde yüksek, orta ve düşük seviyelerde bilimsel atölye ve laboratuvarları oluşturulup, Gençlerin seviyelerine göre bu alanlarda devlet imkanıyla, bilimsel hayallerini hayata geçirme imkanı sağlanacaktır. Bu sayede bilimsel ve teknolojik anlamda ülkemizin çağın önüne geçmesi sağlanacaktır.
Ülkemizde, Gerek devlet eliyle, gerek kooperatif sistemiyle gerekse özel firmalarca yeni fabrikaların açılması sağlanacak, ihracatın; ithalattan kat kat fazla olması sağlanacaktır.
8-GENÇLİK VE KADIN POLİTİKALARI
- Gençler; üretimin, bilimin ve yönetimin öncüsü olarak desteklenecektir.
- Kadınlar; toplumsal hayatın her alanında eşit birey olarak yer alacaktır. Kadın emeği korunacak, şiddete karşı sıfır tolerans uygulanacaktır.
Türk vatanının öz evlatlarının kendi kişiliğini ve potansiyelini geliştirmesinin önündeki engelleri kaldıracağız. Çocuklarımızın ve gençlerimizin kendilerini ifade etmelerini sağlayacağız. Vatanın öz evlatlarının kendi potansiyellerini en üst düzeye çıkararak topluma faydalı evlatlar olarak hayata hazır hale getireceğiz.
Gençler, toplumun gücü ve geleceği için büyük öneme sahiptir. Türk kültürü ve tarihini öğrenen, Türklük erdemine sahip bireyler olarak yetiştireceğiz. Yenilikçi eğitim programlarıyla, gençlerin yaratıcı ve sorgulayıcı düşünme becerileri desteklenecek, her gencin zorunlu eğitimi güvence altına alınacaktır. Gençlerin sosyal sorumluluk bilinciyle, toplumsal sorumluluk projelerine katılımı teşvik edilecektir. Bu hedeflerle, gençler üretken ve çağın ötesinin gereklerine uyum sağlamış bireyler olarak yetişmiş olacaklardır.
9-DIŞ POLİTİKA
A-Yurtta Sulh, Cihanda Sulh
- Türkiye’nin dış politikası tam bağımsızlık, ulusal çıkar, barışçılık ve tarafsızlık ilkeleri üzerine inşa edilecektir.
- Emperyalizme ve dış müdahalelere karşı durulacak, bölgesel işbirlikleri ve barış politikaları güçlendirilecektir.
- NATO ve AB gibi kurumlarla ilişkilerde bağımsızlık ve eşitlik temelinde yeni müzakere süreçleri başlatılacaktır.
Ülkemizin Atatürk’ten sonra her alanda bağımsızlığını yitirmesi ve egemen güçlerin himayesinde hareket etmesi sebebiyle, bu gün bağımsız bir ülke olduğumuzdan söz edilemez.
Tıpkı, Atatürk’ün söylediği gibi, Bağımsızlık bizimde karakterimizdir. Hiçbir ülkenin manda ve himayesini asla kabul etmiyoruz. Türkiye Türklerindir ve ilelebet te böyle olacaktır.
Tüm bunlar için, öncelikle bilimsel ve teknolojik çalışmalara tam destek verilecek; Sanayi, tarım ve Hayvancılıkta Devlet Vatandaş işbirliği ile top yekün üretime geçilerek Ekonomik Bağımsızlığımız sağlanacaktır.
Yurtta Sulh, Cihanda Sulh ilkesiyle barışçıl bir politika izlenmekle birlikte, Bulunduğumuz Coğrafya ve Ülkemize göz diken düşman unsurlar sebebiyle TSK Envanteri genişletilerek modernize edilecektir.
B-Milli Savunma ve Güvenlik
- Türk Silahlı Kuvvetleri, milli iradeye bağlı, çağdaş ve caydırıcı bir yapıda güçlendirilecektir.
- Savunma sanayii %100 yerli üretim hedefine yönlendirilecektir.
- Terörle mücadelede etkin, kararlı ve milli stratejiler izlenecektir.
- Ülke Güvenliği
Ülke güvenliği her şeyin ve herkesin üstündedir. Bir ülkenin bağımsızlığının teminatı, Silahlı Kuvvetleridir. Bu güne kadar siyaset eliyle amacının dışına çıkartılmış olan TSK; Ulusal Kurtuluş ve And Birliği partisi iktidarında yeniden yapılandırılacaktır. TSK’nın görevi Vatanı korumak, Ülke dışından gelebilecek her türlü taciz ve tecavüzleri bertaraf etmek ve caydırıcı etkisini kullanmaktır. makamı ve mevkii her ne olursa olsun; TSK personelinin partisi olamaz. TSK personeli hiçbir ülkenin himayesine giremez. TSK hiçbir tarikat ve cemaatle yan yana gelemez. Bu sebeple, Bu şartlar altında yeniden revize edilecek TSK’da bu güne kadar siyasal partici, tarikat ve cemaatçi, NATOCU ( Amerikancı ), RUSÇU vs oldukları tespit edilen subayların ordudan arındırılarak, Yeniden ve çok daha güçlü Türk Milletinin ordusu yaratılacaktır. Türk milleti ordu millettir. Türkiye Cumhuriyeti Devletini ve önceki devletlerimizi binlerce yıldır TÜRK ORDUSU kurmuştur.
Türk Ulusu barışçıdır. Ancak bağımsızlığımıza göz dikilmesi durumunda Türk Milleti ve Türk Ordusu hiçbir güce boyun eğmez. Tarih bunun örnekleriyle doludur.
Sınır güvenliğimizin sağlanması, kaçak giriş çıkışların önlenmesi ve kaçakçılığın önlenmesi maksadıyla sınırlarımızda yeniden mayınlar döşenecek, tel engeller yerine duvarlar örülmesi sağlanacaktır.
UKAB yönetiminde, ordumuzun ülke savunmasıyla ilgili bilimsel araştırma ve teknoloji modernizasyonu çalışmaları desteklenecektir. Stratejik araştırma yapan, teknoloji üreten tüm ulusal kuruluşların da bu çabalara katkıları sağlattırılacaktır.
- İç Güvenlik
İç güvenliğin sağlanması ve vatandaşların özgür bir şekilde huzur içerisinde yaşaması devletin en temel görevlerindendir.
Devletin emniyet güçleri devletin memurudur. Herhangi bir partinin ya da kişinin emniyet güçleri olamaz. Türk halkı ile emniyet güçleri karşı karşıya getirilemez. UKAB yönetiminde; Hukuk Sisteminde ve Emniyet teşkilatlarında yapılacak düzenlemelerle; İç güvenlik birimlerine, valilere, hakimlere ve savcılara halkın güveni yeniden tesis edilecektir.
Dünyadaki tüm mafya ve uyuşturucu örgütleri ülkemize yerleşmiş ve birbirleri arasındaki iç hesaplaşmaları bile ülkemiz sınırları içerisinde gerçekleşmektedir.
Uyuşturucu satışları Üniversite ve orta öğretim okullarından sonra ilk öğretim okullarına kadar inmeye başlamıştır.
Sınırların açılmasıyla, mülteci adı altında dünyanın en kanlı terör örgütleri ülkemiz içerisine sızıp, yeraltında yapılanmalara başlamışlardır.
Egemen ülkelerin tamamı ve çevre ülkelerin tamamının casusları halkın arasına karışmış, halktan biri gibi sokaklarımızda dolaşmakta, Ülkemizin sırlarını, başarı ve zaaflarını tespit ederek ülkelerine aktarmakta aynı zamanda İnsanları kışkırtarak iç karışıklık ve kaos yaratma çabası içindedirler.
UKAB olarak İç güvenlik teşkilatlarında köklü bir reform yapılarak. Halkın İç güvenlik teşkilatlarına ve savcılara yeniden güvenilirliğinin artması sağlanacaktır. İç güvenlik reformu ile sadece kamu düzeninin sağlanması değil, vatandaşın can ve mal güvenliği, Laik Türk Cumhuriyetinin teminatı, özgürlüklerin ve hukukun üstünlüğünün teminatı da garanti altına alınmış olacaktır.
Ülkemizin demografik yapısının bozulmasına sebebiyet veren, ülke güvenliğini riske sokan milyonlarca yabancı göçmen, Ülkemiz vatandaşı ile evlilik yapsa dahi yakalandığı yerde sınır dışı edilerek ülkelerine yollanacaktır. Bu mültecilerin, Türkiye de doğan çocuklarının Türk vatandaşlıkları iptal edilecektir. Ya da bu yöntemle yurtdışında yaşayan Türk vatandaşlığı olan erkek veya kadınlar vatandaşlıktan çıkartılacak ve ülkeye girişleri yasaklanacaktır. Dinimize göre SOY babadan devam eder, Türklüğe göre soyu BABA belirler. Babası Türk olmayan hiç kimsenin dünyanın en kadim milletinin vatandaşlığını taşımasına gerek olmadığı aşikardır. Türk devlet geleneği tarihin hiçbir döneminde bunu kabul etmemiş, Osmanlı Padişahlarının Türk olmayanlarla yapmış oldukları evlilikler ve soy bağlamları neticesinde koskocaman devlet yabancıların elinde yok olup gitmiş ve milyonlarca Türk evladı tekrar vatan topraklarını geri alabilmek için şehit olmuştur.
Gayrimenkul alımı yoluyla yabancılara verilen vatandaşlık hakları iptal edilip, bunun yerine belirli süreli oturum hakkı verilecek olup; süre dolumunda ülkeyi terk etmeleri sağlanacak ve en az 1 yıl giriş yapamayacaklardır.
10-ÇEVRE, ŞEHİRCİLİK VE ALTYAPI POLİTİKALARI
Ülkemizdeki tüm şehirlerde, zemin araştırması, topoğrafik çalışmalar, fay hatları vs. gibi araştırmalar tam ve yeterince yapılmadan, ulaşım, altyapı, otopark, yeşil alan vs. gibi konular düşünülmeden, sadece siyasal ve kişisel rant hesabıyla imara açılan alanlar ve çarpık yapılaşmalardan dolayı, şehirler insanlara huzur vermek yerine stres yüklemektedir.
Tüm bu sebeplerle öncelikle mevcut şehirlerimiz ve semtlerimizde zemin etüdü ve fay hatları yönüyle kapsamlı çalışmalar yapılarak, uygun olan ya da uygun olmayan bölgeler tespit edilerek, şehrin en az yüz yıl sonrası da hesaplanıp; yeniden planlaması yapılacaktır.
Bu planlamada, tüm kamusal alanlar, yerleşim yerleri, sanayi alanları, okullar, hastaneler, yeşil alanlar, oto yollar, alt yapı tesisleri, yeraltı otoparklar vs, en çağdaş şekilde hazırlanıp, hazırlanan bu proje üzerinde yeni şehirleşmenin en kenarından başlanarak, kademeli olarak yapımına başlanacaktır.
Ülkemizde, raylı sistemin yaygınlaştırılması, sadece şehir içi ulaşımı değil, aynı zamanda şehirler arası ulaşım ve ticaretin etkinliğini artırmayı da hedeflemektedir. Bu sistem, şehirler arası seyahatleri daha hızlı, güvenli ve çevre dostu hale getirirken, ticaretin daha verimli ve ekonomik bir şekilde yapılmasını sağlayacaktır. Raylı taşımacılık, yük taşımacılığını da iyileştirerek lojistik maliyetlerini düşürecek, böylece ekonomik kalkınmaya katkı sunacaktır. Aynı zamanda, bu sistem, trafik yoğunluğunu azaltarak, çevre kirliliğini önleyecek ve sürdürülebilir ulaşım çözümleri sunacaktır. Raylı sistemlerin genişlemesi hem şehir içi hem de şehirler arası ulaşımda verimlilik sağlayarak, toplumsal eşitliği güçlendirecek ve ülkemizin ulaşım altyapısının modernleşmesine katkı sunacaktır. Bu gelişmeler, ülke genelinde ticaretin hızlanmasına, ekonomik büyümeye ve çevresel etkilerin azaltılmasına katkıda bulunacaktır.
Yeni evlenen gençler devletin sağlayacağı kolaylıklarla ev sahibi olma imkanına sahip olacaktır. Tüm kiralamalar devlete ait mülklerde olup; kira rayiçleri devletçe belirlenecektir.
Maddi imkanı yüksek olan ailelerin yatırımlarını ilave ev yerine, sanayi, ticaret, tarım, hayvancılık gibi çeşitli yatırımlara yapmasına yönlendirerek ülke ekonomisini canlandırmaya veya kişisel yaşam hakkı olan gezme, eğlenme, seyahat gibi işlevlerle ekonominin hareketlenmesini sağlamaya yönlendirilecektir.
A-Çevre ve Doğal Kaynakların Korunması
Varlığımız olan, doğa ve çevrenin sürdürülebilir bir şekilde doğal alanların artırılmasını sağlamak, hayvanların yaşam hakkını güvence altına almak ve insana, doğaya, hayvana yapılacak her türlü tecavüzü engellemektir. Doğal kaynakları, ekolojik dengeyi gözeterek kullanacak, biyolojik çeşitliliği koruyacak ve geliştireceğiz. Her birey ve kurum, doğayı ve hayvanları koruma sorumluluğunu taşıyacaktır. Hayvanlara karşı katliam yasaklanacak, hayvanların yaşam hakkı bireylerin sorumluluğunda devlete ait olacaktır. Gelecek nesillere yaşanabilir bir Türk devleti ve vatanı bırakacağız.
- Doğa, gelecek nesillerin ortak mirasıdır. Ekolojik dengeyi bozan tüm uygulamalara son verilecektir.
- Orman, su ve toprak varlıklarımız kamu mülkiyetinde korunacaktır.
- Yenilenebilir enerji yatırımları teşvik edilecektir.
B-Tüm Dağlarımızın Ağaçlandırılması ve Yeşil Bir Türkiye Yaratılması
Doğaya saygı, Türk töresinin bir gereğidir. Yeşilliğin bol olduğu yerde oluşan yüksek oksijenle insanların daha sağlıklı yaşaması sağlanacaktır. Bu sebeple tarım arazisi ve mera dışında kalan tüm alanlar ağaçlandırılacak ve ülke yeşillendirilecektir.
Önümüzdeki sürecin kuraklığa gideceği aşikardır. Ancak ağaçlandırmanın bol olduğu yerde ikliminde değişeceği ve daha fazla yağış alacağı düşünüldüğünde ülkenin susuzluk riskinin de önüne geçilecektir.
Ağaç kesmek izne tabi olacak; aksi durumda ağır cezaları olacaktır.
11-SAKLANAN TARİHİN GÜNYÜZÜNE ÇIKARILARAK, TÜRK TARİHİNİ TÜM HALKIN BİLGİSİNE SUNMAK
İnsanlık tarihi Türk’le başlar ve tarihten Türk silinemez. Özellikle ilk çağ ve orta çağ döneminde tüm kütüphaneler yakılarak, gerçek tarih saklanmış ve yerine yalancı tarih yazılmıştır. Bu gün gün yüzüne çıkartılan bazı yerleşkeler tarihin bu gün öğretildiği gibi olmadığını ve öğretilenden çok daha eskiye dayandığını açıkça göstermektedir.
UKAB Partisi olarak, Türk tarihinin ve kültürünün geçmişten günümüze taşınan tüm değerleriyle, bu değerleri temsil eden Oğuz Kaan, Bilge Kağan, Cengiz Han, Ahmet Yesevi, Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre, Fatih Sultan Mehmet, Ataman Gazi, Alp Arslan, Kaşgarlı Mahmut, Mustafa Kemal Atatürk gibi lider ve düşünürlerin anlayış ve felsefesini kılavuz ediniriz. Düşünce, inanç ve din hürriyetini vazgeçilmez ilkeler olarak kabul ederken, laikliği din ve vicdan hürriyetinin teminatı olarak görürüz.
Türk’ün tarihi, üstü örtülecek kadar basit ve sıradan değildir. Bu sebeple Dünya üzerindeki bütün Türk izleri Tarihçilerce yeniden araştırılıp, en doğru olacak şekilde yazılarak bütün Türk halkının ve bütün dünya devletlerinin bilgilerine sunulacaktır.
12-SİYASAL, DİNSEL VE MEZHEPSEL AYIRIMLARIN TARİHE GÖMÜLEREK, TOPLUMDA BİRLİK, DAYANIŞMA, HUZUR VE REFAHIN ÖN PLANA ÇIKARILMASI
Bir ülkeyi yok etmenin en kolay yolu; o ülke insanlarını Siyasal, dinsel ve mezhepsel olarak ayırıp kutuplaştırmak ve birbirine düşmanlaştırmaktır. Sonuçta ülkede kargaşa ve iç savaşlar başlar ülke insanları birbirini yok etmeye başlar. Ardından parçalanmış küçük devletçikler oluşur. Bu küçük devletçikleri de büyük emperyal güçler tamamen yok eder.
Atatürk, Bağımsızlık benim karakterimdir, Manda ve himaye kabul edilemez deyip; Tam bağımsız bir Türk Cumhuriyeti kurmuşken, Atatürk’ten sonra, ülkemizdeki siyaset arenası; iktidarıyla, muhalefetiyle ülke bağımsızlığını koltukları uğruna bu emperyal güçlere hibe edip, onların himayesine girmiştir. Bu gün geldiğimiz noktada, Kutuplaşmış, düşmanlaşmış bir Türk toplumu ve bu kutuplaşmadan ve akan kanlardan beslenen bir siyaset görünür olarak açıkça ortadadır. Bu şartlar altında, bundan sonraki aşama yok oluşa gideceği aşikardır.
Türk halkı için, bu aşamadan sonra uyanmak değil, silkinip kendine gelme ve Vatan ve ecdadının geleceği için birlik olma zamanıdır. Partimiz olarak, temel ilkemiz toplumdu, tüm ayrımları ortadan kaldırıp, ülke olarak birlik olmaktır.
13- KÜLTÜR VE SANAT
Toplumun bilimsel, sanatsal ve kültürel gelişimini desteklemek, milli ve evrensel değerleri geleceğe taşımak amacıyla, bilimsel düşünce, sanatsal ifade özgürlüğü ve kültürel mirasın korunmasına önem verilecektir. Bilimsel ve sanatsal faaliyetler teşvik edilecek, eleştirel ve yaratıcı düşünme eğitimde ön planda tutulacaktır. Sanat ve kültüre yatırım yapılarak toplumun ekonomik, sosyal ve bireysel gelişimine katkı sağlanacaktır. Çocuklar ve gençler, sanat ve kültürle erken yaşta tanıştırılacak, yaratıcı düşünme teşvik edilecektir. Bu adımlar, toplumun güçlü, yaratıcı ve bilinçli bir şekilde ilerlemesini sağlayacaktır.
“YA DEVLET ATATÜRKLEŞECEK;
YA DA ATATÜRKLER DEVLETLEŞECEK”
TÜRK HALKINA EN DERİN SAYGI VE SEVGİLERİMİZLE
ULUSAL KURTULUŞ VE AND BİRLİĞİ PARTİSİ ( UKAB )